Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Mağaza ya da magazin

Cumartesi günleri politika yazmama kararım uyarınca bugün Türk basın dünyasında neredeyse üvey evlat muamelesi gören dergicilik konusunda bir şeyler söylemek ve iki dergiyi özellikle söz konusu etmek istiyorum.

Hangi
dergi?..
Çocukluğumun 'baba evi'nde sürekli dergi okunurdu. Kars'taki evimizde yere uzanıp, babamın avukatlık yazıhanesinde çalışan 'katip'in eve getirdiği Akbaba ve Hayat 'mecmualarını' nasıl bir heyecanla karıştırdığım aklımdadır. Çok erken okumuş bir çocuğun dünyayı tanıma heyecanıyla onları kucaklardım. Ay başlarında Varlık dergisi gelirdi. Kardeşimle benim payıma da o unutulmaz Doğan Kardeş düşerdi.
Kendi paramla ve sistemli olarak almaya karar erdiğim ilk edebiyat dergisi, ilk yazımı da yayınlamış Varlık'tır. İlk kez Stravinski'nin ölüm haberinin yer aldığı sayıyı cebimden para vererek aldım. Onu diğerleri izledi. Vazgeçilmez Yeni Dergi ve ötekiler. Sayısız dergi tanıdım, okudum ve sayısız dergide yazdım.
Bunlar edebiyat sahasındakiler. Bir de haber dergileri vardı. Onların başını 1960'larda Akis çekti. Ardından 1970'lerde Yankı geldi. Fakat bütün bir 1970'lerin benim açımdan en ilginç dergisi yazı da yazdığım CHP yayın organı olan Özgür İnsan'dır. Fakat benim gene 1970'lerde izlemeye başladığım Birikim sosyalist dünyaya yepyeni kapılar açıyordu. Burada adını anamadığım diğerlerine haksızlık etmeyeyim. Onları unutmadım!
1980 sonrası başlı başına bir maceradır. Yeni Gündem dergisinin heyecanı hala hatırlardadır. Fakat o yıllar artık Özal yıllarıydı; Türkiye kabuğunu kırmaya çalışıyordu. 'Zihniyet devrimi' yapma telaşındaydık. 'Dış dünya'yla bütünleşmeyi gözetiyorduk. Önce Gösteri geldi. Nihayet Erkekçe çıktı. Hıncal Ağabey'in (Uluç) yönetiminde yüz binleri geçen satışıyla ve her şeyiyle bir şeylerin değiştiğini gösteriyordu ve bir 'fenomen' olmuştu.

Gazete mi dergi mi?
Bugün dergiciliğin aynı heyecanı taşıdığı söylenemez. Bence iki nedenden ötürü...
Bir, Türkiye'de basın 1990'ların ortasından başlayarak müthiş bir popülizm dalgasına kapıldı. Popüler kültürle bile yetinmeyen basın kitle kültürüne, yani sermayenin oluşturduğu kültür endüstrisine teslim oldu. Bu parasal değil ideolojik bir açılımdı. Gazetelerin kültür-sanat sayfaları bile kaldırıldı. Bu gitgide magazinleşmeye dönüştü. Dergicilik kolaycılığa ve magazine teslim, belki de kurban edildi.
İkinci neden şu: öncelikle bütün gazetelerin birer ek verdiğini anımsamak gerekiyor. O eklerin her birisi iyi kötü birer magazin dergisi mantığıyla yayınlanıyor. Gazetenin eki neredeyse gazetenin rakibi durumunda. Bizde haber yazma, analitik yazma alışkanlığı da olmadığından her şey gelip ilgili alanın kulisine, dedikodusuna dayanıyor. Buna bir de şunu ekleyelim: 'magazin' sözcüğü, 'mağaza' sözcüğüyle aynı kökten geliyor. Malum, içinde her şeyin bulunduğu mekan, alan, yer demek. Dergi de güzel bir sözcük; derlemekten türüyor. Yani dergiler her şeyden bir parça bulunduracak. Ama olmuyor artık; çünkü, her alanın kendine özgü bir dergisi var.

Bu kader değişmez mi?..
Nasıl değişmez? Değişti bile. Batı'da dergiler kendilerini magazinden kopardığı ölçüde önem kazanıyor. Haber dergileri bile yarı akademik, çok ciddi ve analitik yazılarla donanmış olarak çıkıyor. Dergi bir referans noktası artık! Dolayısıyla bu mantığın bizi de taşıyacağı yepyeni kıyılar var. İşte sözünü edeceğim iki dergi tam da böyle.
Birincisi, favorim: Mesele! Bir edebiyat ve düşünce dergisi. Büyük bir birikim, kendisine özgü hassasiyetler, çok güçlü yazılar barındırıyor. Batıda kitap dergisi diye bilinen büyük kültür dergilerinin bir izdüşümü Mesele. Mutlaka izlenmesi gereken bir yayın.
İkincisi bir akademik dergi: Doğu Batı. Daha güç bir dergi. Fakat biraz özen ve dikkat harcayan bir okur kitlesi için müthiş bir kazanç. Türkiye'nin akademik düşünce birikimin en yoğun uçlarından birisi.
Evet, güzel olan magazini de içeren hayattır; hayatın magazinleşmesi ancak çirkin olabilir. İyi dergi bu sınırı tayin edendir. Nihayet ay başı geldi; bu yeni dergilerin heyecanı demektir, benim için ve dergi kadar 'şehirli' hiçbir şey olamaz, benim için!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA