Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Zorunlu bir cevap ya da tarihe yazmak

Ertuğrul Özkök, 14 Haziran 2007 tarihli Hürriyet'te, 31 Mayıs tarihli Sabah'taki (Özkök, 'tirajı hiç de fena olmayan bir gazete' diyor) yazıma bir cevap verdi. Ciddi bir üniversitede ders verdiğimi belirterek, yazısında adımı hiç anmamış. Ayrıca bazı fikirlerimi beğendiğini belirtmiş. Bu şaşırtıcı duyarlılıklarından ötürü kendisine teşekkür ederim.
Ama bu kadarla kalmıyor tabii, devam ediyor ve köşe yazarlığı üstüne filan da epey bir şeyler söylüyor. Üslubu, malum, insanı acındıracak kadar benmerkezci, yukarıdan bakan bir üslup: "haber ilettim, istedim, beğenirim" gibi kiplerle yazıyor. Yapacak bir şey yoksa da insan, Cyrano de Bergerac'ın "bütün iş edada" lafını hatırlamadan edemiyor.
Gelelim asıl meseleye.

'Suçlu ayağa kalk!..'
Ben Özkök'ün 26 Mayıs tarihli yazısından hareket ederek yazdım yukarıda andığım yazıyı. Onun 1 Mart tezkeresine taraf olduğunu, reddedilmesinden sonra büyük bir hırs ve hınçla dolu yazılar yazdığını belirttim. Değindiğim yazısı gene bu düşünce üstüne bina edilmişti.
Sadece şu cümle yetmez mi? "1 Mart tezkeresinin reddi Türkiye'ye çok pahalıya mal olmuştur." Niye pahalı? "Türk askeri Irak'a girmedi. Dolayısıyla oradan gelen tabut yok. Ama her gün ülkenin her yerinden gencecik insanların tabutları kaldırılıyor." Kim bu işin sorumlusu? "O kararın alınmasında sizin de imzanız, oyunuz varsa, bugünkü sonuçlarına da ortaksınız demektir." Bir daha belirtelim, tezkerenin reddine taraf olanlar bugün gelen tabutların sorumlusu. Allah, Allah!..

Doğruya doğru...
31 Mayıs tarihli yazımda, bu bir boş sözdür, iki olay arasında bir ilişki kurulamaz dedim. Bana bunu söyleten Özkök'ün sadece yukarı aldığım sözleri değildi. Yazısının şu cümlesiydi: "Siyaset dediğimiz şeyin asgari bir ahlakı varsa, 1 Mart günü tezkereye karşı çıkanların hepsinin bugünkü terör politikalarına koşulsuz destek vermesi gerekiyor." Yazısının bütünündeki iddiadan hareketle de aynen şunları yazdım: "Geçen günkü yazısında Özkök her zamanki heyecanlı, telaşlı ve hırslı haliyle 'Zamanında 1 Mart tezkeresine karşı çıkanlar Ankara'da gerçekleşen PKK saldırısını desteklemelidir' diyordu." Onun "bugünkü terör politikalarına destek vermesi gerekir" sözü bana bu yorumu yaptırdı. Hata, tırnak işareti kullanmamdadır. Onu rahatsız ettiğine göre maksadını aşan bir yanı var demektir. Onu da kabul ederim. Daha sonra bana yaptığı açıklamayı köşeme aktarırken lafını "PKK'ya karşı sürdürülen terör politikalarını desteklemelidir" diye anlamak gerekir dedim. O da "karşı terör politikalarına" deseydi bu kadar sorun olmayacaktı.
Aman efendim, Özkök bunun üstüne ne elimdekini okumadığımı bırakmış, ne önyargılı olduğumu (kim acaba önyargılı?), ne körleştiğimi...

Tarihe yazmak
Olabilir; hiç bunlarla meşgul değilim. Özkök o cümlesini öyle açıklıyorsa, öyledir. Memnun olurum. Ayrıca öyledir. Daha önce de belirttim. Hiçbir kompleksim yok. Ama işin ondan öte bir yanı var. Derdim, Özkök'ün her bulduğu fırsatta karşısındakileri ağır ve haksız biçimde suçlamasında. Az şey mi yani, bugün gelen şehitlerin sorumlusu sizsiniz demek? Peki, bunu söylemenin hiç mi ilgisi yok sorumlulukla?
Ben kendi cevabımı vereyim: o gün de hayır dedim bugün de Irak'a girmek konusunda hayır diyorum. Bugünkü PKK terörünün 1 Mart kararıyla da ilgisi olmadığını söylüyorum. Dileyenler, o arada Özkök, bu görüşlerimi daha geniş biçimde Amerika Bu 11 Eylül'ü Çok Sevdi isimli kitabımda okuyabilir. Özkök bu suçlamayı sürdürdükçe birileri de karşı çıkmayı sürdürecek. Hem de okuduğunu çok iyi anlayan birileri.
Söyleyeceklerim bu kadar; herkes tarihe yazıyor, netice olarak!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA