Aylardır içinde olduğumuz ve ne zaman biteceğini de bilemediğimiz pandemi nedeniyle zor zamanlar geçiriyoruz. Böyle zamanlarda umut veren, iyi hissettiren hikayelerin peşine takılmayı ve bu hikayeleri sizlerle paylaşmayı çok önemsiyorum.
Üretmekten asla vazgeçmeyen sadece iş insanları değil kuşkusuz. Bu dönemi çok verimli geçiren, birbirinden kıymetli sanat eserlerine imza atan ünü dünya çapında sanatçılarımız var ve ne güzel ki onların eserlerine kucak açan yeni nesil otelciler sayesinde ekonomi ve turizmin tam orta yerinde kültür ve sanat yer alıyor artık.
Paloma Otel Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ece Tonbul'un, Feride Edige liderliğinde Döne Otyam ve Ferhan İstanbullu ile birlikte başlattığı sanat projesi bugüne kadar 15 sergiye ev sahipliği yapmayı başardı.
Önceki günkü yazımda yer alan ve salgına rağmen İngiliz turistlerin akın ettiği Club Marvy'nin sanat mekanı Atelier Marvy'de, şu anda dünya çapında üne sahip sanatçı Haluk Akakçe'nin 6 yıl aradan sonra ilk sergisi olan 'Keşke Zamanı Geri Alabilsem/ I wish I could Go Back in Time' yer alıyor ve sanatçı kendi deyimiyle izleyiciyi paralel bir evrene götürüyor.
Zamanın kıymetini, anın önemini çok daha iyi idrak etmek bir yana, hepimizde geçmişe üstelik yakın geçmişe dahi müthiş bir özlemin olduğu günler yaşıyoruz. Artık ne istediğimiz özgürlükte seyahat edebiliyor ne de sevdiklerimizi ziyaret edebiliyoruz. Akakçe aslında pandemi olmasaydı biri Hong Kong diğeri Milano'da olmak üzere iki uluslararası sergi yapacaktı. Yurtdışı sergiler hayal olsa da sanatçının sergisi gerçekleşti.
İlk işinden itibaren değişim ve transformasyon temalarını işleyen Akakçe son sergisinde de izleyiciyi zamandan bağımsız bir dünyada yolculuğa çıkarıyor.
"... Sanat öyle bir şey ki, hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmaz. Hayal kurmayı hiç bırakmadım. Hayal kurarım ve sanatımla gerçeğe dönüştürürüm... Benim işim güzellik. Güzel olan şeyleri ve güzelleştirmeyi seviyorum...Büyük bir değişim içindeyiz. Yeni dünya neler getirecek hep birlikte göreceğiz. O yüzden hayal kurmaya, üretmeye, sanata devam" diyen Haluk Akakçe ile resimlerin sergilendiği galeride buluştuk ve sohbet ettik.
Zamanın katmanlarında bir yolculuk şeklinde geçen sohbette Akakçe aslında sorduğum hiç bir soruya doğrudan cevap vermedi ve bana New York'un 11 Eylül'ü yaşadığı kabus günlerde mimarlık yaptığı sırada başlayan sanat yolculuğunun aşamalarını ve vardığı noktayı anlattı. Sergide bir duvara kocaman "The Time is Now" yani "Zaman Şimdi" yazan Akakçe, İstanbul'da küçük bahçesinde büyük bir hayranlıkla yetiştirdiği bitkileri, ağaçları ve çatı katındaki mini hayvanat bahçesiyle kurduğu iç dünyasında, kapılar ardında hiç durmayan sanatsal üretiminden söz etti.
"İç dünyama döndüğümde kendi ışığım ortaya çıkıyor" diyen Akakçe, işlerinin değişim üzerine olduğunu ve içinden ne geliyorsa onu yaptığını söylüyor. Bitmeyen salgına dair ise "Ne kadar odaklanırsan o senin gerçeğin oluyor. Ben her zaman her şeyin çok güzel olacağına inanıyorum. Kötüdeki iyiyi, karanlıktaki güçlü ışığı görmeyi öğrendim" diyor.