Dünyanın önde gelen şirketlerini yönetenlerin erkekler arasından seçilmesine çok alışıktık ama neyse ki, artık tepe koltuklara kadınların seçildiğini görmek, benim neslime yani X Kuşağı'na bir süredir kısmet oluyor!
Ha tabii ki, cinsiyet eşitliği için global olarak hâlâ yaklaşık 200 yıl beklememiz gerekiyor. Gerçekten daha yolun başındayız ama yine de mesela bu hafta yazı konumun, koltuğa 4 ay önce oturan PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ece Aksel olması güzel bir tesadüf.
Bu şirketten PepsiCo'nun en tepe koltuklarından birine Ümran Beba gibi başarılı bir başka Türk kadının gittiğini de bildiğimden, PepsiCo'da kadınlara olan güvenin giderek yükseldiğini düşünebiliriz. PepsiCo Türkiye'de de üst düzey kadın oranı şu anda yüzde 58'e ulaşmış.
Aksel, "Bunu sürdürülebilir kılacak, alttan yetişen ekiplerde kadınları içerde tutabilecek ve geliştirebilecek projeler üretmeye devam ediyoruz" diyor.
Her ne kadar çocuklarımızı patates cipsi gibi atıştırmalıklardan ya da şekerli gazlı içeceklerden korumaya ve daha sağlıklı beslenmeye zorlasak da rakamlar başka şeyler söylüyor.
Ece Aksel'den Türk insanının günde ortalama 3.5 kez atıştırmalık tükettiğini öğreniyoruz.
Zaten dünyada da çerez pazarı iki haneli büyüme göstermeye devam ediyor ama tabii dünya değişirken, şirketler de değişiyor ve bence kadın yöneticilerin de etkisiyle ürünlerde yağ, tuz ve şeker miktarının azaltılması hiç olmadığı kadar çok önem kazanıyor.
Nitekim bu şirketin Türkiye'deki araştırma geliştirme çabalarının sonucunda patates cipsini kızartma yerine fırında yaparak yağ oranını azaltması diğer ülkelere de örnek olmuş ve bu yöntem Türkiye'den ihraç edilen önemli inovasyonlar arasında da yer almıştı vaktiyle ve o sırada şirketin Yiyecek Genel Müdürü de Aksel'di. Öğreniyoruz ki, Türkiye'den yılda yaklaşık 7 bin 400 ton cips, yaklaşık 1 milyon koli de içecek ihraç ediliyor.
Türkiye'de 6 fabrikası olan PepsiCo, 40 bin kişiye doğrudan ve dolaylı olarak istihdam yaratıyor. Ece Aksel'in masasında en öncelikli konuların karbon ayak izini azaltmak, sürdürülebilirlik politikasını güçlendirmek ve tüm bunları yaparken de toplum faydasını gözetmek olduğu anlaşılıyor.