Türkiye'nin yerli otomobilinin dinamik tasarımı, özellikle görkemli ve güçlü görünümüyle SUV modelinin şimdiden çok fazla erken sipariş alacağına eminim ancak benim için en önemli özelliği sıfır emisyon çalışacak, çevreyi hiç kirletmeyecek olması.
2020 yılından itibaren karbon ayak izimizin daha çok peşine düşeceğimizden kuşkunuz olmasın. Azalan kaynaklarıyla sürekli alarm veren dünyaya daha az zarar vermekten başka çaremiz kalmadı. Yani sözde değil özde çevreci olmaktan başka hiçbir çaremiz kalmadı aslında.
İşte o nedenle Türkiye'nin Otomobil Girişim Grubu (TOGG) CEO'su Gürcan Karakaş'ın 'Doğuştan bir elektrikli otomobil geliştirdik' diyerek tanıttığı Türkiye'nin yerli otomobilinin bana göre en büyük cazibesi de böylesine çevreci bir otomobil olması.
Yerli otomobilin başından beri en büyük ısrarcısı ve mimarı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu otomobillere başta kamu kuruluşları olmak üzere tüm Türkiye'den büyük talep gelmesi için ciddi çaba göstereceğine eminim.
Zaten şimdiden 30 bin adetlik alım garantisi verildiğini öğreniyoruz ama halkın bu otomobillere olan talebi de çok önemli olacak.
Teşviklerle desteklenecek olan üretim ve vergi indirimleriyle cazip hale getirilmesini beklediğim satış fiyatının Türkiye'de elektrikli otomobile olan talebi de artırmasını ümit ediyorum.
Dün hakikaten tarihi bir gün yaşandı.
Türkiye'de üretilen ilk yerli otomobil olan Devrim'den bu yana yani tam 58 yıldır konuşulan ancak bir arpa boyu yol gidilemeyen yerli otomobil konusunda ilk ve tarihi adım atıldı.
Bilişim Vadisi adı verilen Gebze'deki merkezde yapılan tanıtım toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 100'ün üzerinde Türk mühendisinin de geliştirilmesinde rol aldığını söylediği yerli otomobilin en çok teknolojik ve yenilikçi özellikleri öne çıkarıldı. Çünkü CEO Gürcan Karakaş, üstüne basa basa bu otomobilin 2025 yılı düşünülerek tasarlandığını ve bölgede sıfırdan elektrikli üretilmiş ilk araç olacağını söylüyor.
Kuşkusuz sadece Türkiye için değil dünya pazarları için üretilmesi planlanan ve hedeflenen yerli otomobilin, Türkiye'nin 5 büyük grubunun güç birliği yapmasına vesile olması da sanıyorum ileriki yıllarda işletme derslerinde okutulacak bir 'vaka çalışması' olacak. Ne de olsa Türkiye'de bu tarz güç birliklerine alışık değiliz. Dün hakikaten dikkat çekici tasarımı kadar içerdiği teknolojik özelliklerle de öne çıkan yerli otomobilin kalıpları kırdığını, Türkiye'nin eğer isterse ve sahip olduğu kalifiye iş gücünü de kullanarak bu alanda dünya çapında rekabete katılacağının işaretini verdi.
Bu vesile ile 2022 yılında Bursa Gemlik'teki fabrikadaki üretim bantlarından çıkması planlanan ve o gün itibariyle Türkiye'nin yerli otomobilinin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.