Zeytinyağı üreticileri dertlenmesin de kim dertlensin! Ağaç sayısı 300 milyonu bulan İspanya, 1.5 milyon tonluk üretimle zeytinyağında dünyanın bir numaralı ülkesi konumunda ve bu durum zeytin hasat günlerinde, hemen hemen her sohbetin ilk cümlesi. Çünkü Türkiye'deki zeytinağacı sayısı da az buz değil artık. Son 10 yılda yapılan iyileştirmeler ve ağaç dikme kampanyalarıyla 178 milyon zeytin ağacı olan ülkede ancak zeytinyağı üretimi 225 bin ton seviyelerinde. Yani ağaç başına verimlilikte İspanya bize fark atıyor.
Dün Avrupa Birliği'den zeytinyağında ilk tescili almak üzere olan Ayvalık'ta Komili Türkiye Gıda Direktörü Erman Erol'un davetlisi olarak zeytin hasadına katıldık. Erol ile yaptığımız sohbette iki konu öne çıktı. Birincisi zeytin ağacı sayısıyla dünyanın ikinci ülkesi konumundaki Türkiye'de biran önce ağaç başına verimliliğin bir an önce yukarılara çekilmesi için çalışmalara başlanması, ikincisi de hileli gıdalarla ilgili daha önce açıklanan 110 sayfalık raporun 32 sayfasında bitkisel yağların yer alması ve 298 zeytinyağı markasının 200'ünde tespit edilen sahtecilikle nasıl mücadele edileceği...
Erman Erol, sektörün Ankara ile birlikte güç birliği yaparak markalı ihracatı artırması ve hileli üretim yapan şirketlerin de sektörden temizlenmesi gerektiğine işaret ediyor. Denen o ki Türkiye'de bu yıl 225 bin tonu bulacak olan hasat rekoltesi geçtiğimiz yıla kıyaslandığında bir rekor. İki yıl önce 263 bin tonluk üretimin ardından üretim geçen yıl 189 bin tona kadar gerilemişti. Bu yıl üretim yüzde 19'a varan oranda artış gerçekleşmiş. O nedenle üreticiler geçen yıldan çok daha umutlu bu yıl ama tabii sahteciler Türkiye'nin kaliteli zeytinyağı imajına büyük zarar veriyor.
Türkiye'nin zeytinyağı ihracatının tek başına yüzde 10'unu gerçekleştiren ve 140 yıllık bir marka olan Komili, yaptığı bu ihracatın yüzde 70'ini de kendi markasıyla, katma değeri yüksek olarak gerçekleştiriyor. Erman Erol, Komili olarak amaçlarının ihracatlarının tamamını markalı yapmak olduğunu söylüyor.
Türkiye'nin ihracatı geçen yıl gerilemişti. Erman Erol bu yıl daha iyi bir hasat geçirdiklerini ve ihracatın da artacağını söylüyor ama tabii zeytin yağı üreticilerinin Türkiye'deki kişi başına 2 litreyi geçmeyen zeytinyağı tüketimi ile ilgili şikayetleri son bulmuyor. Ne de olsa başta en yakınımızdaki Yunanistan olmak üzere Avrupa Birliği ülkelerindeki tüketim yıllık kişi başı10-15 litreyi buluyor.
Komili bu yıl 22'ncisini düzenledikleri Geleneksel Hasat Etkinliği ile zeytinyağı kültürünü geliştirmeye çalışıyor. Erman Erol, sağlıklı yaşam trendleri yüzünden batıda tüketimi hızla artan zeytinyağının içeride de hem kültürünün hem de tüketiminin artması için çalıştıklarını söylüyor ama tabii sanıyorum öncelikle sektörün sahtecilik yaparak zeytinyağına büyük zarar veren markalardan, merdiven altı kalitesiz üretimden temizlenmesi gerekiyor. Ne dersiniz?