Doğuş Grubu, eskiden alışık olduğumuz 'açıklık politikası'na Karaköy'de yapımı başlayan ve 2020'nin ikinci yarısı faaliyete geçmesi beklenen Galataport lansmanı ile geri döndü.
Öyle ki tüm gününü Galataport projesinin basın toplantılarına ayıran Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Ferit Şahenk, akşam davetinde de gazetecilere 'aklınızdaki tüm soruları sorun' diyerek ekibiyle birlikte özellikle çevre ve tarihi yapılar ile ilgili tüm tereddütleri gidermek istediklerinin sinyalini verdi.
Öyle ya Karaköy'de toplamda 1.2 kilometrelik bir mesafeye yayılan sahil şeridinde içinde 2 müze, 14 bin metrekarelik rekreasyon alanı barındıran Galataport özellikle tarihi Paket Postanesi'nin restorasyon inşaatına başlandığı sıralarda tüm dikkatleri üzerine çekmişti.
O nedenle Paket Postanesi'nin çatısı, limanın yolcu salonunun merdivenleri gibi tüm tarihi unsurların restorasyonu başta olmak üzere Galataport projesinin her aşaması İstanbulluların hassasiyetle üzerinde durduğu bir konuydu. İşte o nedenle lansman toplantısında en çok bu hassasiyetlerin üzerinde duruldu ve Paket Postanesi'nin çatısının nasıl parça parça numaralandırılarak Tuzla'ya taşındığı ve restorasyon sonrası nasıl geri getirileceği, limanın yolcu salonunun güçlendirilmek üzere inşaatının neden durdurulduğu ve restorasyona giren eski binaların etrafında yıkıma karşı uyaran binlerce sensör tek tek anlatıldı.
Netice itibarıyla hem Ferit Şahenk, hem projedeki ortağı Bilgili Holding Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Bilgili hem de projenin yönetim kademesi en çok Karaköy'ün sahilleri halkla buluşturacak bir mimariye özen gösterdiklerinin üzerinde durdu.
Evet doğru, üç yanı denizlerle çevrili Türkiye, denizlerden komşumuz Yunanistan'ın elde ettiği geliri bile elde edemiyor. Dünyanın dev lüks yolcu gemileri Yunanistan'a kadar geliyor ama Türkiye'ye uğramadan yoluna devam ediyor. Ama son yeniliklerin hepsini barındıran Galataport'un kuruvaziyer limanı sayesinde 2020 yılında dünyanın en büyük gemilerinin İstanbul'a da demirleyeceğini öğreniyoruz. Yani Galataport yılda 7 milyonu yabancı turist 25 milyon ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlanıyor.
Proje sahiden güzel görünüyor. Halka rağmen değil halk için olduğunu da sahilleri, denizi insanla buluşturan, duvarların arkasına saklamayan yapısıyla gösteriyor. Denen o ki 1.2 km'lik sahil tam 200 yıldır halktan kopuk. Projede tüm trafiğin yerin altına alındığını görüyoruz. Yani hali hazırda trafikten dolayı en çok çile çeken bölgeye böylesi büyük bir projenin ilave bir trafik stresi getirmeyecek olması da önemli. Umarım Galataport ekibinin söylediği gibi de olur. Bölgedeki Krikor Balyan tarafından çizilen ve mimarisini en beğendiğim camilerden olan Nusretiye Camisi'nin hemen arkasındaki meydan da nefis bir peyzaj, erguvan ağaçlarıyla çok etkileyici görünüyor. İstanbul halkı ne yazık ki yeşile de, güzel meydanlara da hasret. Oturup denizi seyredeceği parkları da yetersiz. O nedenle Galataport projesinin bir an önce bitmesini ve bölgenin İstanbul halkına açılmasını heyecanla bekliyorum.