Ucuz finansman! 2019 gibi ekonomik açıdan zor geçen bir yılda Türk şirketlerinin en önemli konusu ucuz finansman kaynaklarına ulaşım. Peki bu hangi şirketler için sorun değil, hangileri için ise söz konusu dahi değil?
Doğrusu bu soruya en net cevabı önceki gün görüştüğüm Deloitte Private Türkiye Lideri Ali Çiçekli'den aldım.
Uluslararası denetim vergi ve danışmanlık şirketi Deloitte geçen yıl Türkiye'de "Best Managed Companies" yani "En İyi Yönetilen Şirket" programını başlattı. Ancak şirket bunun için Türkiye'nin en büyük şirketlerine odaklanmadı. Özellikle Anadolu'ya yönünü çevirdi ve küçük ve orta ölçekli halka açık olmayan şirketlere, "Performans ve başarılarınızı ödüllendirmek için gelin programa katılın" diye çağrıda bulundu. Geçen yıl 80'e yakın şirket başvurdu. Tüm şirketler tek tek incelendi. Deloitte içinde ekipler kuruldu. Şirketlere koçluk yapıldı. Derken neticede 1993 yılında Kanada'da başlatılan ve bugün dünyada 14 ülkede gerçekleşen programda belirlenen kriterlere uyan 11 şirkete ödül verildi. Bu yıl da ikincisi düzenlenecek ve şu anda başvurular hâlâ devam adiyor. Ali Çiçekli 100'e yakın başvuruya ulaşacaklarını söylüyor. Çiçekli, "Özellikle bu yıl uluslararası finans kaynaklarına ulaşabilen firmalar ayakta kalacak. Bunu biliyoruz. O nedenle de şirketlerin bu tarz programlara katılmasını çok önemsiyoruz" diyor. Çünkü programa başvuran şirketler, strateji, yetkinlik, kültür ve adanmışlık ile finansal performans açısından değerlendirmeye tabii tutuluyor.
Çiçekli, finansman anlamında nakdini ve finans yönetimini iyi yapamayan firmaların rekabette kuvvetle muhtemel yok olup gideceklerini ve şirketlerin özellikle de böylesi zor yıllarda iyi yönetilmesinin öneminin ortaya çıkacağını söylüyor. Şu anda şirketler için en önemli sorunun ucuz finansman olduğunu biliyoruz. Ali Çiçekli özellikle şu konulara parmak basıyor:
"Paranın sahibi firmaların güvenip de para vermek için şirketlerde görmek istediği bir format var. Kurumsal iyi yönetim burada öne çıkıyor. Siz istediğiniz kadar iyi bir firma olun, kendinizi uluslararası geçerliliği olan iyi yönetim mekanizmalarıyla donatmayıp, belli altyapılara yatırım yapmayınca kendinizi şampiyonlar liginde ifade edemiyorsunuz. Bir İngiliz ya da Hollandalı banka gelip de Türkiye'deki bir şirkete kredi vermek isterken, aynı zamanda o şirketi New York'taki ya da Londra'daki bir şirketle karşılaştırıyor. İşte bu nedenle şirketlerin kendini yeniden yapılandırması gerekiyor. Bizim programımız da bu açıdan önemli bir fırsat sunuyor."
Yani şirketler bu tarz programlarla farkındalık yaşamaya başlıyor. Geçen yıl mesela Deloitte çok iyi firmalarla karşılaşmış karşılaşmasına da hiçbirinde bağımsız denetim, iç denetim ve iç kontrol yokmuş. Özetle hiçbiri uluslararası finans kuruluşlarıyla çalışma olgunluğuna gelmemiş.
Çiçekli, "2019'da ucuz finansman kaynağına ihtiyaç daha belirginleşti. O nedenle şirketler için check-up'tan geçme önemli hale geldi. Finansmanı zor durumda ama şirketin önünü otomobil galerisi gibi olan firmalar da gördük, müthiş değer üreten firmalar da. İyi yönetimin sihirli bir değneği yok. Vizyon ve stratejiyi iyi koyan şirketler kendi modelini kendisi ortaya çıkarmalı" diyor.