100 yaşını geçmiş az sayıdaki Türk markasından biri olan ve 1901 yılında Kıbrıs'ta kurulan Turkish Bank Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene ile sponsor oldukları Londra'daki Cem Yılmaz gösterilerinin ardından sohbet etme fırsatı yakaladım ve son yıllarda İngiltere'ye artan göçün bankaya yansımalarını dinledim.
Börteçene özellikle Reina ardından da Beşiktaş'ta patlayan bombaların ardından Türkiye'den İngiltere'ye yoğun bir göç yaşandığını söylüyor.
İngiltere'deki Türk sermayeli tek İngiliz bankası özelliğini taşıyan ve 1974'te Kıbrıslı Türklerin yoğun olarak İngiltere'ye göçü esnasında ilk şubesini Londra'da açan bankada son yıllarda Türkiye'den göç edenlerin açtığı hesaplar yüzde 30'a varan oranda artmış.
Ankara Anlaşması çerçevesinde eklenen yeni grupların en çok terör olaylarından korkup geldiğini söyleyen Börteçene, "O sırada müthiş bir talep oldu bankaya. Kuyruklar oluştu. İşlemler aylar sürdü" diyor ve gelen müşteri profilini de şöyle anlatıyor:
" Yüzde 90'ın üzerinde çok iyi eğitim görmüş, karı koca üniversite mezunu Türklerdi gelenler. Londra'da 7 şubemiz var ve buradaki geleneksel müşteri portföyümüz finansal okur yazarlığı düşük gruptan oluşuyor. Genelde Londra'da kebapçı, market gibi kendi işini açmış küçük esnaf. Yeni gelenlerin çoğu çok uluslu şirketlerde yönetici."
Börteçene ile sohbet ederken görüyorum ki gelen Türkler, ilk başta İngiltere'deki bankacılık sistemi konusunda epey bir zorluk yaşamış. "Türk bankacılığı müşterisini çok şımartıyor. İngiltere'de böyle bir usul yok. İngiliz bankacılığı böyle bir hizmet vermediği için gelenler başta büyük bir hayal kırıklığı yaşadı" diyen Börtçene şöyle devam ediyor:
"Hatta önce Türk bankası olduğumuz için bizi de öyle zannettiler. Buraya gelen herkesin karapara çerçevesinde geçmişlerinin araştırılması şart. Çünkü Londra yedi düvelden insan çekiyor. Bunun içinde her türlüsü var. O nedenle çok ağır bir kural var. Bankalar da sorumlu olduğu için her müşteriyi araştırmak zorunda. Biz malum İngiliz bankasıyız ve İngiliz bankaları ne yapıyorsa aynısını yapıyoruz. Bunu müşteriye anlatana kadar göbeğimiz çatladı. Çünkü müşteri diyor ki sen Turkish Bank'sın. Niye beni tanımamazlıktan geliyorsun! Biz de diyoruz ki seni tanımak önemli değil, mutlaka belge getirmen lazım. Yarısını veriyor belgelerin ve hesabı aç diyor. Bunun mümkün olmadığını söyleyince ortalık karışıyor. İşte bu bizi çok yordu. Sonunda İngiltere'de bankacılığın bambaşka olduğu anlaşıldı." Bu arada İngiltere'de yatırım yapmak isteyen Türklerin kredide zorlandıklarını, geri ödemek için gelirini ispat etmesinin şart olduğunu belirtiyor Börteçene ve "Son yıllarda göç edenlerin gelirlerinin büyük bir kısmı Türkiye'de.
Onu ispat edemiyorlar. İngiliz bankaları anlamıyor. O zaman biz devreye giriyoruz ve Türkiye'deki kardeş kuruluşumuza yönlendiriyoruz, araştırmayı ve raporu onlar hazırlıyor" diyor.
Börtçene'ye göre sanıldığı gibi son yıllarda Türkler İngiltere'de çok fazla konut almıyor. "Zenginlikte kural bir yerden sonra riskini dağıtmaktır. Dünya global. Herkes her yerde yatırım yapıyor ama Londra çok likit bir pazar. Alıp satması çok kolay. O nedenle Londra dünya zenginlerinin ikinci adresi" diyor.
Türkiye'de ekonomide yaşanan zorluklara da değinen Börteçene şöyle devam ediyor: "118 yaşına girmiş bir bankayız. Bugün de bunu görüyoruz. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı'nı gördü bu banka. Ben bile 1994, 2001, 2004 ve 2008 krizlerini gördükten sonra tam diyordum ki bir tane daha görmem herhalde ama görüyoruz."