Kültür ve sanatın birleştirici yönüne, morallarin hiç iyi olmadığı zamanlarda insanları iyileştirme gücüne defalarca tanık olmuşuzdur. O nedenle bu yıl 14'üncüsü düzenlenen Bodrum Müzik Festivali'nin ne kadar değerli bir organizasyon olduğunu biliyorum. 15 Temmuz 2016'da gerçekleşen hain darbe teşebbüsünün ardından neredeyse tüm rezervasyonlar iptal olmuş, turizm dibe vurmuştu ama darbeden çok kısa bir süre sonra olmasına rağmen festival ertelenmemiş ve özellikle yabancı müzisyenlerin Türkiye'ye gelmekten vazgeçmemeleri için her şey yapılmıştı. Neticede konserler herkese moral olmuştu. Tonhalle Zurich Orkestrası ve Londra Oda Orkestrası, "Türkiye'ye gitmeyin" uyarılarının havada uçuştuğu bir dönemde gelerek nefis konserler vermişti.
Doğuş Grubu tarafından düzenlenen festival bugüne kadar 4 bini aşkın müzisyen 121 konser ve 200 bin izleyiciyle buluştu ve artık Bodrum'un olmazsa olmazları arasına girdi.
Türkiye'yi turizm sektöründe dünyaya sadece deniz, kum ve güneş ile satmanın sıkıntıları ortada. Bodrum'a enfes bir bir müzik şöleni için gelmeyi planlayıp, bir de üstüne tatil yapanların ekonomiye katkısını konuşmaya gerek bile yok.
Bu yıl Denizbank ve Turkcell tarafından da desteklenen 14. Bodrum Müzik Festivali'nin başarılı sanat yönetmeni Tuğçe Tez. Geçen hafta Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde Lauren Fagan ve Murat Karahan'ın sahne aldığı opera gala konserini tam 4 bin kişi izledi. Ertesi gün Yürüyen Köşk Resitali ile sanatseverlerle buluşan dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say'ı izlemeye gelenlerin sayısı 4 bin 500'ü geçmişti.
Ne güzel ki Doğuş Grubu bu festivali büyütüyor. Bu yıl festival vesilesiyle ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler'in Bodrum temalı fotoğraf seçkisi de The Marmara Bodrum'da sergilenmeye başladı. Daha da güzeli Doğuş bu yıl festivalden elde edilecek bilet gelirlerinin tamamını Tohum Otizm Vakfı ve Bodrum Sağlık Vakfı'na bağışlıyor.
Bodrum Müzik Festivali, Göbekli Tepe'nin dünyaya tanıtımı ve de Kapadokya'da gerçekleşen Cappadox gibi önemli sosyal sorumluluk projelerinin sahibi Doğuş'un Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk'in bu vesileyle Bodrum'da buluştuğumuzda, "Yeniden yapılandırma değil vadelendirme" diyerek açıkladığı kredi portföyünü bankalarla anlaşarak yeni bir ödeme takvimine oturtmak üzere olduklarını söylemişti. Bugüne kadar 400 milyon doları sosyal sorumluluk projelerine ayıran Ferit Şahenk'in bir an önce Doğuş Grubu'nu eski güzel günlerine döndürmesini bekliyoruz. Çünkü bu gruplar sadece kendilerini büyütmüyor, sadece kâr peşinde koşmuyor, topluma fayda konusunda hep ön sırada yer alıyor.
Şahenk'in kurmayları en başta Hüsnü Akhan ve Garanti'den gelen Ergun Özen olmak üzere, Naci Başerdem, Nevcat Öztangut ve Nafiz Karadere'ye çok iş düştüğünün farkındayım.
Şu sıra dünyanın pek çok yerinde aynı anda önemli restoranlar açarak büyüyen d.ream CEO'su Levent Veziroğlu başta tüm ekibin bu yeni dönemde tasarrufun ön planda olduğu yeni bir çalışma düzenine geçmesi bekleniyor.