Önce bir anekdot. İki yıl kadar önce bir AVM'de (Alışveriş Merkezi) kiracı olan bir bankanın şube müdürü o AVM'nin yatırımcısını arar ve dolar kurlarındaki yükseliş nedeniyle kira ödemesinde kuru sabitlemek ister.
Ne ilginçtir ki söz konusu AVM'nin yatırımcısının aynı bankada yaklaşık 50 milyon dolarlık kredisi vardır. Bankanın şubesinin ise o sırada yıllık peşin AVM'ye ödediği kira bedeli yaklaşık 300 bin dolar. AVM'nin yatırımcısı kira indirimi talebi karşısında dayanamayıp, "Borcumu hangi kurdan tehsil edecekseniz ben de o kurdan kirayı alacağım' der.
Son zamanlarda döviz kurlarındaki anormal yükseliş nedeniyle alışveriş merkezleri ve kiracıları karşı karşıya geldi. Kuşkusuz hiçbir kimse kurlardaki bu artışı tahmin edemediği için iş planları bozuldu, nakit akışında sorun yaşayanlar oldu.
Peki çözüm önerileri sıralanırken, alışveriş merkezi yatırımlarını, aldıkları döviz cinsinden kredilerle yapan ve ödeme takvimini de alacakları döviz cinsinden kira bedellerini göz önünde bulundurarak düzenleyen yatırımcılar ne yapacak? Kimse kimseyi zor durumda bırakmak istemiyor, herkes en iyi çözüm yolunu bulmaya çalışıyor ama bu nasıl olacak? Doğrusu son zamanlarda özellikle perakende sektöründe kafa yorulan en önemli konulardan biri bu.
Alışveriş merkezlerindeki markalara bakıyorum, büyük çoğunluğu ya ithal ürün satıyor ya da dolaylı olarak ara ürünlerde ithal girdi kullanıyor. Yani çoğunun cirosunun maliyetinin yarısı ithal ettiği ürünlerden geliyor.
Bir iş insanıyla sohbette bana maliyetin içeriğini anlatırken şunları söyledi:
"X marka bir ürün 100 liraya satılıyorsa, bunun içinde kiranın payı yüzde 10 ya da 15, personel gideri yüzde 10-15, malın maliyeti yüzde 50-60, üstüne koydukları kâr yaklaşık yüzde 10-20. Kiralar evet artıyor. Kuru düşün diyorlar. Nasıl düşeyim? Sen diğer artan maliyetlerin için de böyle konuşabiliyor ve indirim isteyebiliyor musun? İthal ettiğin malın maliyeti yüzde 50 arttı, onu nasıl çözeceksin? "
Bir başka iş insanı, yaklaşık 400 milyon dolarlık bir yatırımının 300 milyon dolarını banka kredisiyle yaptığını anlatıyor ve sadece geçen hafta kur artışından bir günlük kaybının 3 milyon doları geçtiğini söylüyor ve ekliyor "Ben bankaya bunu söyleyemiyorum ama. Diyeceğim o ki TL ile kiralama yapsak bu işin içinden çıkmamız mümkün değil. Önemli olan dövizin artmaması."
Aslında şu anda alışveriş merkezlerinin büyük kısmında dolar kuru sabitlenmiş durumda ve son haftalardaki artışlar öncesinde kurun yaklaşık 3.8'den sabitlenmiş olduğunu öğreniyorum.
Bugün size madalyonun öteki yüzünden, perakendeciler kadar, perakende sektörüne AVM'ler kanalıyla yatırım yapan yatırımcıların içinde bulunduğu duruma dair bir kesit sunmak istedim. Perakende markaları da kendi açılarından haklı, AVM yatırımcıları da ama günün sonunda bakacak olursak tüm bu gelişmelerden en zararlı çıkan yine artan fiyatlar yüzünden ceplerinden daha çok para çıkan tüketiciler, değil mi? Nasıl olsa AVM yatırımcısı ile perakendeciler günün sonunda bir orta yol bulacak.