Biz bambaşka bir dünyaya gözlerimizi açmıştık. Hiçbir şey dijital değildi. Oysa şimdi hayatın hızına yetişmek mümkün dahi değil. Çocuklarımız için tabletler, akıllı telefonlar yaşamın olmazsa olmaz bir parçası.
Çocukların günde saatlerce sıralarda oturup, öğretmenin anlattığı konulara odaklanmalarını, dikkatle dinlemelerini bekliyoruz. Aslında hepimiz biliyoruz ki artık daha interaktif ve farklı metotlarla öğretmeyi seçmek durumundayız, aksi takdirde çocuklarımız farkında olmadan öğrenme güçlüğü çekebiliyor.
Neyin mümkün olabileceğini geçtiğimiz günlerde bir ilkokulda yaşayarak öğrendim. En güzeli de milli eğitim politikalarının içinde yer alan bazı isimlerin projeye gösterdiği ilgi ve isteğe tanık olmaktı.
İstanbul'un Reşitpaşa semtinde Karacapaşa İlkokulu'nda, Sarıyer İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Tahmaz, Şube Müdürü Melek Yaşar, Muzaffer Akpınar Vakfı Başkanı Muzaffer Akpınar ve Başkan Yardımcısı Defne Aruoba ile 'Bilişsel Beceri Eğitim Projesi'ni yerinde incelemek üzere buluştuk.
Akpınar'ı Turkcell'in CEO'luğunu yaptığı günlerden beri takip ediyorum. Her zaman gizli bir yardımsever oldu. Babasının adına kurduğu vakıfla okullar, yurtlar, sağlık kuruluşları yaptırdı. Şimdi o binaların içinde yer alan mesela çocukları geliştirecek yepyeni bir projenin heyecanını yaşıyor.
Psikolog eşi Defne Aruoba Akpınar'ın ABD'de eğitimini aldığı ve uyguladığı Bilişsel Beceri Eğitim Projesi, Sarıyer'de 4 ilkokulda 70 gönüllü ile başlamış ve 303 öğrenciye uygulanmış.
Gönüllüler tarafından uygulanan atölye çalışmalasını alan öğrencilerde, ev ödevlerini daha kısa sürede bitirme, derste daha yoğun konsantrasyon ve dikkat, sınava etkin hazırlanma, bilgiyi daha kısa sürede anlama ve uzun süre hafızada tutabilme, sorumluluk alabilme, sosyalleşme, okulla ilgili olumlu bakış açısı edinme konularında iyileşme yaşanıyor.
Defne Aruoba Akpınar, çocukların çevreleriyle girdikleri her tür etkileşimden fiziksel, bilişsel ve duygusal olarak olumlu ya da olumsuz etkilendiklerini, bu nedenle de bir öğrencinin akademik başarısının, hem öğrenmeyi destekleyen becerilerinin gelişim seviyesi hem de duygu durumuyla doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor
Atölye çalışmasında müzik ve ses de kullanılıyor. Denen o ki müzik aleti çalmayı öğrenen bir çocuğun ince motor kasları, ritm ve odaklanma becerileri gelişiyor, konsantrasyon süresi uzuyor. Bilişsel Beceri Eğitimi, zihni yoğun bilişsel egzersizlerle uyararak, var olan sinir bağlarını güçlendiriyor ve yeni bağlar oluşmasını sağlıyor.
Projeye başlamadan önce Defne Aruoba, gönüllülere 3 gün süren teorik ve pratik eğitim veriyor, sonra her eğitmen 12 saat öğrencilerle bire bir seans yapıyor. Ön test ve son test ile de eğitimin etkinliği değerlendiriliyor.
Atölye çalışmasını bizzat gezdikten ve gönüllülerin çeşitli kart oyunları, ses çıkaran minik aletlerle ve hatta trambolin kullanarak çocuklara uyguladığı egzersizleri yerinde gördükten sonra dileğim, bu projenin Türkiye'nin dört bir yanına yayılması ve tüm çocuklara ulaşması oldu.
Değişen dünyada eskimiş müfredatlarla çocukları bir sıraya oturtup, 40'ar dakikalık dersleri konsantre biçimde dinleyip, öğrenmesini beklemenin hayal olduğunu biliyorum çünkü...