Türkiye'yi inşa eden sanayicilerden merhum Sakıp Sabancı, sağlığında en çok sergi götürmek istediği dünyanın en prestijli müzelerinden olan Londra'daki Royal Academy of Arts'a, kendi ismini taşıyan eserle ölümünün 12'nci yılında geldi.
Üstelik gelişi pek de görkemli oldu. Çünkü Sabancı ailesi tarafından ölümünün 10'uncu yılında Sakıp Sabancı Müzesi için sanatçı Kutluğ Ataman'a sipariş edilen Sakıp Sabancı'nın Portresi isimli eser, müzenin bağımsız sanat kurulu tarafından seçil- di ve bu yıl 240'ıncısı düzenlenen Yaz Sergisi (Summer Exhibition) için 12 bin eser arasından sıyrılarak, seçilen 1240 eserle birlikte yerini aldı. Londra'daki Yaz Sergisi'ni yaklaşık 200 bin kişinin gezmesi bekleniyor.
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi Genel Müdürü Nazan Ölçer'in davetiyle, 13 Haziran'dan 21 Ağustos'a kadar açık kalacak olan serginin ön gösterimine katıldık ve Royal Arts of Academy Başkanı Christopher-le Brun ile de sergiyi dolaşırken tanışma fırsatı bulduk. Sakıp Sabancı'nın torunu Melisa Tapan da sergiyi bizimle birlikte gezdi.
Eser, Sakıp Sabancı'yla yolu kesişen binlerce kişinin portre fotoğraflarından oluşuyor ki son olarak bu sayının 30 bine ulaştığını Nazan Ölçer'den öğrendik. Yaklaşık 10 bin LCD ekrandan oluşan ve sürekli değişen portrelerin yer aldığı video enstalasyon çalışması 2015 yılında da dünyanın en prestijli sanat organizasyonu olarak bilinen 56'ncı Venedik Bienali'nin ana sergisinde yer almıştı, şimdi de Londra'daki ünlü müzenin bir salonunun tavanını boydan boya kaplıyor. Bizden hemen önce bir basın toplantısı düzenleyen müze yönetimi, Yaz Sergisi'nde davetli birkaç eser bulunduğunu ve Kutluğ Ataman'ın eserinin bunlardan biri olduğunu söylemiş ve Sakıp Sabancı'yı konu alan eseri anlatırken, "Genelde zenginler sevilmez ama Türkiye'de tarımdan sanayiciliğe geçişte büyük emeği olan Sakıp Sabancı, herkes tarafından çok sevilen bir işadamı" diyerek Sabancı'yı uzun uzun anlatmış. Nazan Ölçer, 1240 eserin olduğu sergide yaklaşık 15 dakikanın Sakıp Sabancı Portresi'ne ayrılmış olmasını, basın mensuplarının da gösterdiği ilgiye bağlıyor.
Güler Sabancı, sergiyi gezdikten sonra yaptığımız sohbette, Sakıp Sabancı'nın ilk koleksiyonunu yurtdışına çıkarışının 1998 yılında gerçekleştiğini hatırlattı ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
"New York'taki Metropolitan gibi dünyanın o boyuttaki en büyük müzesinde bir Osmanlı hat koleksiyonunu sergileyerek sanatta da öncülük etti kendisi. Daha sonra o serginin bütün seyahatlerine Sabancı Holding sponsor oldu. Altın Harfler adıyla başlayan koleksiyonun yurtdışı seyahatleri sırasında Sakıp Sabancı Müzesi henüz yoktu. Boston'a, Los Angeles'a, Berlin'e, Madrid'e, Portekiz'e gitti sergiler. Sakıp Bey hayattayken sergisinin Londra'ya da gitmesini ve sergilenmesini istemişti. Bugün bu arzusunu böyle gerçekleştiriyoruz. Koleksiyonu değil bu kez Sakıp Bey Royal Academy'ye geldi."
Dünyada en tanınan Türk sanatçılarından biri olan Kutluğ Ataman'ın, Sabancı Müzesi'ne kalıcı bir eser yapmak üzere, 2012'de Sakıp Sabancı'nın kızı Sevil Sabancı başkanlığında kurulan komite tarafından seçildiğini de hatırlattı ve "Teknolojik olmasını istedik, Ataman da video sanatında öne çıkmıştı. Eser Sakıp Bey'in canlı, pozitif kişiliğini yansıtıyor ve çok katılımcı" diye devam etti Güler Sabancı.
Nazan Ölçer ile Sakıp Sabancı Müzesi'nin yeni projelerine odaklandıklarından ve önlerinde çok heyecan verici projeler olduğundan da söz etti Güler Sabancı ancak yeni sergilerle ilgili detay vermekten kaçındı.