Önceki gün Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ile, 10 yıl başarıyla sürdürülen ve de yereldeki yöneticiler ve sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından sürdürülmeye devam ettirilen "Kadınların ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı" için buluştuk.
Sabancı Vakfı, Birleşmiş Milletler kuruluşları ve İçişleri Bakanlığı ile birlikte 2006 yılından bugüne kadar önce İzmir, Kars, Nevşehir, Şanlıurfa, Trabzon ve Van'dan oluşan 6 ile gitmiş ve 1.6 milyon dolarlık bu programa destek sağlamıştı. Ardından da Çanakkale, Aydın, Edirne, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kastamonu, Kayseri, Kocaeli ve Ordu'dan oluşan 11 ile daha genişletmiş projeyi ve 2 milyon dolarlık bir destek daha sağlamıştı. Programın amacı kadınlara ve kız çocuklarına yönelik daha kaliteli, kadın odaklı yerel hizmetlerin geliştirilmesi, kadın haklarının korunması ve bu konuda bilincin artırılmasını sağlamaktı.
Bu illerdeki gelişmeyi yerinde görmek için Güler Sabancı ile birlikte pek çok ile günübirlik seyahat eden kadın gazeteci grubunda yer almıştım. Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan'ın da katıldığı bu toplantılarda, yerel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliği taahhütlerinin uygulanmasının hızlandırılması ve kadın haklarının güçlendirilmesine katkıda bulunmak için yerel yönetimlerin ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik çalışan kamu kurumları ve STK'ların kapasitelerinin geliştirilmesi için müthiş bir mücadele verildi.
Hepimiz 10 yılda nereden nereye geldiğimizi yorumlarken, en basitinden hepimiz artık bayan yerine 'kadın' kelimesinin nasıl da toplumun tüm katmanlarında kabul gördüğünü öncelikle hatırladık. "Geçmişte sivil toplum örgütü demek de zinhar yasaktı. Örgüt kelimesi devlete bu tarz projelerle girdi aslında" diyor Güler Sabancı ve yerel yönetimlerin bu gibi önemli projeleri içselleştirdiğinde ortaya nasıl güzel başarılı sonuçlar çıktığını bizzat yaşadıklarını söylüyor. Güler Sabancı, "Öyle bir hale geldi ki artık herkesin gündeminde kadın var bugün" diyor.
Sabancı'nın insana dair söylediği ilginç bir saptama daha var. Proje sayesinde pek çok il dolaşılırken aslında aynı eğitimi almış, aynı işi yapan farklı şehirlerdeki yöneticiler arasındaki farkı da çok iyi tecrübe edilmiş. Kimi belediye başkanı, vali ve ekibi, yöneticiler böylesi projeleri kucaklarken, kimi beklenen ve istenen desteği vermekte pek de gönüllü olmamış mesela.
Peki Sabancı Vakfı böylesine önemli bir projeden, yürüyen hibe gibi projelerin yanı sıra hangi yeni projeye başlayacak? Hepimizin merakı bu. Güler Sabancı, lise öğretmenlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği farkındalığı yaratmayı hedefleyen 'Mor Sertifika Programı'nı genişleteceklerini söylüyor.
Güler Sabancı ayrıca Sabancı'nın yaptırdığı ve ismini verdiği Anadolu Liseleri'ne İngilizce ve mesela matematik gibi konularda eğitim desteği vermeyi istediklerini ve projeyi bakanlığa sunacaklarını da anlatıyor. "Mesela İngilizce öğretmeni getirtsek yurtdışından. Maliyetini vakıf ödese. Yarın matematikle devam etsek projeye gibi bir düşünce içindeyiz" diyor ve önemli bir cümle daha ekliyor: "Yeni yaklaşımlar olmadan Türkiye'nin eğitim sorununu çözemeyiz. Kamu, özel sektör ve STK'lar birlikte çalışmalı."