Bir şirkete bakıp, ülkenin tarihi hakkında dev bilgiler edinmek! Paha biçilmez değil mi? Unilever Türkiye Tarihi isimli 400 sayfalık ansiklopedi büyüklüğündeki kitabı elime aldığımda hissettiğim bu oldu. Aynı zamanda bir koleksiyoncu olan, her türlü evrakı, kitabı biriktiren ve Unilever şirketinde de tam 30 yıl çalışan Gazanfer İbar, kendisinin tarihçi olmadığı görüşünde ama İbar konuştukça ve siz onu dinledikçe ekonomi tarihinde müthiş bir yolculuğa çıkıyorsunuz.
Önceki gün Unilever Türkiye CEO'su Mehmet Altınok ve Gazanfer İbar ile Unilever Türkiye Tarihi isimli kitabı konuşmak üzere buluştuğumuzda Türkiye ekonomisinin geçmişten günümüze yaptığı yolculuğu minik minik anekdotlarla dinleme şansı bulduk. Mesela kapalı ekonomi yılları ki Türkiye ekonomisinin en sancılı yılları olarak bilinen 70'li ve 80'li yıllar... Bir yanda deterjan üretilmesin diye Menderes'e şikâyete giden yerli sabun üreticileri, öte yanda Özal döneminde bir gecede Türk Parasını Koruma Kanunu'nun kaldırılmasıyla değişen ekonomi hayatı... İbar, "Doğrudan yabancı sermayenin bir ülkenin gelişmesinde öyle büyük önemi var. Keşke Türkiye'de o yıllarda böylesine kapalı bir ekonomi olmasaydı" diyor. Kitapta beni en çok etkileyen bölümlerden biri, 1952 yılında şirketin Unilever'in gazeteye verdiği ilanla bulduğu 60 kadar kadını pazarlama araştırması yapmak üzere işe alıp Anadolu'ya göndermesi. Bugün bile bu iş oldukça zorken, o yıllarda kadınların Anadolu'da üstelik de otel imkânının pek de olmadığı düşünülürse kadın çalışanların ev ev dolaşıp pazar araştırması yapması paha biçilemez bir başka değer sanıyorum.
Kitap sayesinde, Türkiye'de ilk banyo sabunun değil, tuvalet sabunu olarak nitelendirilen ve lüks kategorisinde değerlendirilen sabunun ne zaman üretildiğinden tutun da neden 1853 yılından beri Türkiye'de varlık gösteren Unilever'in uzun yıllar deterjan üretemediğine, yıllar sonra kapalı bir ekonomide OMO'yu üretebilmek için ise kiralık bir fabrikada fasonu tercih etmekten başka çare bulamadığına kadar pek çok değerli bilgiyi de hatırladık.
Gebze'den Konya'ya
Gelelim Türkiye'nin büyümesinin iki katı büyüme gerçekleştiren ve yeni yatırımlara girişen Unilever'in son planlarına... CEO Mehmet Altınok, Gebze'de ev ve kişisel bakım ürünleri üreten fabrikalarını Konya'ya taşımak için düğmeye bastıklarını, üretimin 2017 yılında başlayacağını söylüyor.
Anadolu'ya tersine göçü de tetikleyecek olan bu strateji sadece Unilever'in taşınması anlamına gelmiyor. Unilever'e üretim yapan şişe ve karton ambalaj üreticileri gibi tedarikçiler de taşınacağı bir ekosistemden söz ediyoruz. Şirket kimseyi zorlamıyor ancak çalışma şartlarının iyi olması nedeniyle çalışanların da Konya'ya gitmekten çekinmeyeceği stratejisi yürütüyor. Zaten Konya'da bir dondurma fabrikası olan Unilever'in bu son taşınma projesiyle birlikte Konya yatırımı 350 milyon euroyu bulacak.