En kötü hava koşullarının ülke genelinde yaşanmaya başladığı bugünlerde benim aklım meyve sebze üreticilerinde. 2014 yılında Malatya'daki kayısıların yüzde 95'ini vuran donu hatırlıyorum. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafından sigorta yaptıran üreticilerin tüm zararları karşılanmış, yaptırmayanları ise hükümete 'afet' baskısı yaparak zararları için destek aramış ancak sonuca ulaşamamıştı.
2015 yılını düzenleyen Tarım Sigortaları Havuzu tarafından kapsama alınacak riskler, ürünler ve bölgeler ile prim desteği oranlarına ilişkin kararnamenin çıkarak, 31 Aralık'ta Resmi Gazete'de yayınlandığını öğrendim.
Dün TARSİM Yönetim Kurulu Başkanı Dr.Ramazan Kadak ile yeni sigorta yılını konuştuk. Kadak, Malatya'daki kayısı üreticilerinin yaklaşık yüzde 45'ine 75 milyon lira ödendiğini, Türkiye genelinde TARSİM'in ödediği hasarın toplamının da 530 milyon liraya ulaştığını söyledi.
Geçen yıl bitkisel ürünlerde sigorta oranı yüzde 11.2'yi bulmuş. Bu oranı Ramazan Kadak geçmişle kıyaslayınca çok iyi buluyor. 'Çünkü' diyor, "1950'den 2005'e kadar geçen 48 yılda meyveler, tarla ürünleri ve seralardaki sigorta açısından elde edilen sonuç binde 3'leri ancak bulmuşken şimdi ki oranı küçümsemek mümkün değil."
Ancak bu yıl üreticilerin sigortaya ilgilerinde bir patlama bekleniyor. Nedenine gelince... Hani derler ya bir musibet bin nasihatten iyidir diye. 2014 yılında Türkiye'nin 65 ilinde meyveler açısından yaygın don, 39 ilde ise yaygın dolu afeti yaşanmış. Bu durum hem meyvelerde hem de diğer ürünlerde ciddi hasarlara yol açmış.
Ramazan Kadak, "Bu yıl hükümet olması gereken duruşunu sergiledi. Sigortalı olmayanlardan çok yaygın bir şekilde; afet ilan edilsin, herkese yardım yapılsın baskısı gelmesine rağmen bunu yapmadı. Ama tabii burada bir incelik var. Sigorta kapsamına alınan doğal afet riskleriyle ilgili afet ilanı yapılamıyor. Bu olmayınca sigorta yaptırmayanlara bir destek verilemedi. Sadece tarımsal kredi kullananların kredileri bir yıl ertelendi. Sigortalı açısından son derece önemli. Sigorta açısından risk yaşanırsa, devletin yapacağı bir şey yok. Sigorta yaptıranlar da TARSİM'den karşılığını alıyor" diyerek son durumu anlattı.
Özetle bu yıl TARSİM açısından kritik önemde bir yıl. Üreticilerin sigortaya çok daha fazla ilgi göstermesi bekleniyor. Devlet artık kriz yönetimini bırakıp, risk yönetimi yapmaya başlıyor. Kullandığı en önemli araç da sigorta. "Size yapmam gereken desteği yaptım. Sigorta yaptırın, sonra kimse gelip devletin kapısında sızlanmasın" demeye getiriyor.
2014 yılında TARSİM Türkiye çapında 1 milyon 86 bin poliçe yapmış ve 683 milyon lira prim toplamış. Ancak kâr amacı gütmeyen bir yapıda çalışan kuruluş, topladığı bu paranın 530 milyon lirasını vatandaşa hasar ödemesi olarak geri vermiş.
Ödenen sigorta primlerinin de büyük bir kısmına devlet desteği var. Ancak bunu üreticilerin büyük bir kısmı yeterli görmüyor ve sigorta primlerini yüksek buluyor. Bakalım bu şikayet bu yıl devam edecek mi? Yoksa geçen yıldan ağzı yanan üretici bu yıl TARSİM'e koşacak mı?