Muhtar Kent'in elini uzatmadığı yer var mı? Önceki akşam, beş yıl önce Mexico City'deki işini bırakarak, Türkiye'de Anadolu Efes'in başına geçmeyi kabul eden Porto Rikolu Alejandro Jimenez ile bir yemekte buluştuk.
Jimenez gazetecilerle pek bir araya gelen bir isim değil. Hatta hiç. Genelde bizler Anadolu Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ile sohbet ederiz. Anadolu Grubu'nun üst düzey yönetici seçimlerinin son derece ilginç olduğunu Jimenez'i tanıyınca daha iyi anladım.
Doğrusu 20 milyon nüfuslu Mexico City'deki Subway ve Papa John's restoranlarının distribütörlüğünü yapan Jimenez'in nasıl olup da kendi işini bırakıp, bir başka şirkette üst düzey yönetici olmayı kabul ettiğini çok merak ettim ve hazır Jimenez'i bulmuşken ilk bu soruyu sordum. "İstanbul'da yaşamaya kim hayır der ki" diyen Jimenez, Coca-Cola'nın o bölgedeki şişeleme şirketiyle de çalıştığından Muhtar Kent ile yolu kesişmiş ve pozisyon önerildiğinde hiç düşünmeden kabul etmiş. Mexico City'deki şirketinin işleri devam ediyormuş ancak hissesi aynı oranda olmasına rağmen kendisi artık ilgilenmiyormuş.
Jimenez'den göreve geldiği 5 yılda neler olduğunun kısa bir özetini dinledik ve gördük ki en çok Avrupa'da Efes'in 5'inci büyük oyuncu olmasıyla gurur duyuyor. Tabii bir de SABMiller ile henüz gerçekleştirdikleri stratejik işbirliği var.
Jimenez bu işbirliğinden "Efes'in en önemli dönüm noktalarından biri" diye söz ediyor. Jimenez masada gelecek planlarını anlatırken Efes'in büyümeye devam edeceğini, yeni satın almalara sıcak baktığını, yeni ülkelere girmek istediklerini söylüyor.
Bu arada ne güzel ki Anadolu Efes de sürdürülebilirlik raporunu açıklayan şirketler arasına katıldı. Şirket, 2015 yılına kadar su tüketimini yüzde 25, karbon ayak izini de ürün başına yüzde 15 daha aşağı çekme sözü veriyor.