Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın her projesini ilgiyle uzaktan takip ediyorum. Ancak önceki gün dayanamadım ve Yaşayan Kütüphane projesi nasıl çalışıyor diye kalkıp Beyoğlu'nun yolunu tuttum.
Gördüğüm manzara müthişti. Gece kulübü Ghetto'nun gündüz vakti önü tıklım tıklım dolu. Genelde gençler ve öğrenciler. İçeride üç dört kişilik gruplar ve seçtikleri konulara göre karşılarında oturan canlı kitaplar! Evet, o gün Yaşayan Kütüphane'nin Alevi, Barmaid, Başörtülü, Biseksüel, Ermeni, Eski Seks İşçisi, Eski Uyuşturucu Bağımlısı, Feminist, Gey, Hiv+, Kürt, Lezbiyen, STK Çalışanı, Şizofreni, Transeksüel, Vegan ve Yahudi canlı kitaplar işbaşındaydı!
Canlı kitaplar, toplumda oluşmuş önyargılara karşı nasıl mücadele verdikleri, neler yaşadıkları, nelere maruz kaldıkları, üstesinden nasıl geldiklerini "öğrenmek, anlamak, empati yapmak isteyen" okuyucularıyla buluşmuştu. Toplum Gönüllüleri, bu projeyi daha önce Bilgi Üniversitesi'nde de gerçekleştirmişti ve bu tarz projelere şirketler uzak durduğundan genelde vakıflardan, AB'den ve bazı konsolosluklardan para bulmuştu. Beyoğlu'nda bir günde 192 canlı kitap, 400 okuyucuya okunmuş. Bu sayı arttıkça, tüm Türkiye'ye yayıldıkça, toplum olarak daha hoşgörülü, birbirine karşı daha anlayışlı ve önyargısız olmayı başaracağımıza olan inancım yeşeriyor.