Türkiye'de birbiri ardına çok önemli toplantılar yapılıyor olması normalleşti. Hafta başı İstanbul'da gerçekleşen ve şaka değil tam 8 bin kişinin takip ettiği En az Gelişmiş Ülkeler Konferası da bunlardan biriydi.
Peki konferansta, petrolleri ve elmasları yoksa gelişmiş ülkelerin gündemine ne yazık ki giremeyen en az gelişmiş ülkeler için önemli bir adım atılabildi mi ve bu konferansın geçmişinde neler yaşandı?
Dünyada 33'ü sahra altı ve Afrika'da olmak üzere en az gelişmiş 48 ülke var ve konferansın amacı da 10 yıl içinde en azından yarısını bu kategoriden mezun etmek.
Ne yazık ki dünyada zengin ve fakir ülkeler arasındaki uçurum büyüdükçe büyüyor ve bu ülkelerin sayısı azalacağına katlanıyor.
Yani böyle bir konferans aslında hayati önemde.
Ama tabii gelişmiş ülkelerin belli ki önceliği değil. Öyle olmasaydı, İstanbul'daki konferansta sadece bir ülkenin (Finlandiya) değil, önde gelen bütün ülkelerin devlet başkanlarını görürdük. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da katıldığı konferansa 22 devlet başkanı (sadece biri gelişmiş ülkelerden), 19 başbakan, 10 başbakan yardımcısı, 94 bakan ve 39 da bakan yardımcısı katıldı. TUSKON'un organizasyonuyla az gelişmiş ülkelerden 1000 işadamının geldiğini ve 'Türkiye'de balık tutmayı' öğrenmeleri için çeşitli toplantılar yapıldığını öğrendim.
Bugüne kadar bu konferanstan üç adet yapılmış. İlki 1981'de Paris'te, ikincisi 1990'da yine Paris'te ve üçüncüsü de Brüksel'de.
Daha önceki konferanslarda kabul edilen eylem planı sonuca gitmemiş, yani sadece 2 ülke bu kategoriden mezun olmuş ama girenler artmış.
Cumhurbaşkanı Gül'ün, Başbakan Erdoğan'ın da bu toplantıda dile getirdiği gibi dünya artık tahmin ettiğimizden de küçük.
Teknoloji dünyası, olan biten her şeyi anında dünyanın en ücra köşesine dahi taşıyor.
Yani ahlaken de vicdanen de bu durum değişmek zorunda, çünkü geri kalmış ülkeler zenginliği bir de seyrediyor. İşte Türkiye az gelişmiş ülkelerin gelişmesi için oluşturulacak eylem planının uygulanabilir olmasını ve kontrol mekanizması işletilerek takip edilmesini istiyor. Umarım bu kez işe yarar!
