Türkiye'nin AB üyeliğine yüzde 55 gibi yüksek oranda karşı olan Fransızlar'ın ülkesinde lobi yapmak kolay değil. Ne de olsa her fırsatta iç politika malzemesi yapılan konuların başında Türkiye'nin AB üyeliği geliyor.
Ama Paris'e birlikte geldiğim Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış pek öyle düşünmüyor. Son derece aktif ve hedefe yönelik bir politika izliyor ve her bulduğu platformda Fransızlar'a, 'Bizi anlayan siz dostların üyeliğimiz için etrafınızdakileri ikna etmenize ihtiyacımız' var diyor.
Hazırladığı metne sadık kalmayan, son derece akıcı konuştuğu İngilizcesinin yanında, konusuna hakim olduğunu da gösteren Bağış, yaptığı konuşmalarda salonu gülümsetmeyi başarıyor. Türkiye'nin 52 yıldır kapısında beklediği AB'nin tutumunu bazen ironik, bazen tatlı sert bir üslupla eleştirip duruyor.
Bakanın son konuşma platformu, Mitterand, Georges Pompidou, Boutros Ghali'nin de aralarında bulunduğu tanınmış yazar, siyasetçi ve iş adamlarının mezun olduğu Science Po oldu. Denen o ki Sciene Po, geleceğin liderleri, siyasetçileri, akademisyonleri ve ekonomistlerinin çıktığı son derece önemli bir okuldu.
İşte o nedenle, Bağış konuşmasına ayrı bir önem verdi Science Po'da. Öğrenciler de amfinin büyük salonunu tıka basa doldurdu, meraklı gözlerle dinlemeye geçti.
Bu gibi platformlarda Fransızlar'ın karşısına geçmek, lobi açısından önemli. Bağış'ın kurduğu kişisel dostluklar da. Nitekim Bağış, önemli dostlarının açtığı kapılardan ilerliyordu Fransa seyahatinde ve mesela daha önce Ankara'da elçi olan İngiltere'nin Fransa Büyükelçisi Peter Westmacott da toplantıyı ilk sıradan takip ediyordu.
Science Po'daki konferans, Avrupa Parlamentosu üyesi olan ve Fransa'da yıldızı yükselen siyasetçi Rachida Dati'nin davetiyle gerçekleşiyordu ve Bağış'ın konuşmasını protestolarla kesen iki kişiyi susmaya ve sorularını konuşma sonrasına saklamaya ikna eden de bu isim oluyordu.
Peki Bağış'ın Fransa seyahatinde öne çıkan konular ne oldu?
Şöyle bir sıralayacak olursam, geçen yıl Fransa'da yapılan 600 etkinliğin de etkisiyle Türkiye'nin üyeliğine karşı olanların oranında yüzde 5 bir azalma görülmüş. Bağış'a göre, henüz bu konunun halkın gündemine gitmesine zaman var ama yakında Parisli bir anne sabah çocuğuna vermek için ısıtmakta olduğu sütün Türkiye üzerinden geldiğini gördüğünde bu iş kendiliğinden çözülecek.
AB'ye 9 milyar euro kaynak
Haziran seçimleri öncesi Avrupa'daki son seyahatlerini yapan Egemen Bağış Fransa'ya üyelik sonrası Türkiye'nin AB bütçesine sağlayacağı net katkıya ilişkin bir raporu da hem bizlerle hem de Fransız basını ve parlamenterleriyle paylaştı.
Bağış, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin yaptığı araştırmayı hem görüştüğü Fransız parlamenterlere hem de Fransa İçişleri Bakanı'na sundu.
Raporda, Türkiye'nin AB'ye üyeliğinin ilk yılında AB bütçesine 9 milyar euro kaynak aktaracağı, AB'den alacağı kaynağın da 15.6 milyar euro olacağı belirtiliyor. Türkiye'ye net 6.5 milyar euro kaynak gelecek.
İşte bu yüzden Egemen Bağış, sürekli Türkiye birliğe yük olmaya değil, yük almaya geliyor diyor ve pek çok sorunu kronikleşen AB'nin Türkiye'nin üyeliği ile nefes alacağını rakamlarla, istatistiklerle, somut örneklerle anlatıyor.
Ha tabii bir de Fransız senatörlerle 1915 olaylarıyla ilgili yasa teklifini senato gündemine almamalarını istedi. Teklifin kabul edilmesinin iki ülke arasındaki ilişkilere kalıcı gölge düşüreceğini de söyledi. Gelen bilgilere bakılırsa Sarkozy, bu yasa teklifinin senatodan geçmesine karşı ama işte dediğim gibi Türkiye her zaman Fransa'da iç politika malzemesi olabilecek nitelikleri olan bir ülke.