Anayasa Paketi açıklanır açıklanmaz tüm taraflar birbirine girdi. Gazeteci arkadaşım İsmet Berkan'ın dün yazısında dile getirdiği nokta ne kadar da doğru: ' Kimse içerikle ve siyasi pazarlık yapmakla ilgili değil. AK Parti'den gelen her şeye hayır demek üstüne kurulu siyasetleri.'
Bugün size Kadın Girişimciler Derneği'nin (KAGİDER) başlattığı Kadın İstihdamı Kampanyası üzerine ne düşündüğümü yazmak istiyorum ama Anayasa Paketi'nde kadınları ilgilendiren düzenlemelerden de söz etmeden geçemeyeceğim.
Öyle görünüyor ki TCK Kadın Platformu, Mor Çatı ve Kadının İnsan Hakları Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri Anayasa Paketi'ndeki kadına ilişkin düzenlemeler hakkında hiç de olumsuz bir düşünceye sahip değiller.
Her ne kadar 'pozitif ayrımcılık daha açık belirtilmeliydi' gibi bazı eksiklikleri dile getirseler de kadın örgütlerinin, "Devletin kadın erkek eşitliğinin yaşama geçirilmesini sağlamak için alacağı tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamaz' şeklindeki ifadeden memnun olduğunu görmezden gelemeyiz.
Sadece 6 milyon kadın
Peki Anayasa Paketi tartışıladursun, bir ülkenin gelişmesinde en önemli kriterlerden biri olan kadın istihdamı konusunda durumumuz ne?
Kadın istihdamını artırmak için ne gibi adımlar atılabilir ya da atılacak bir adım varsa bunu kim sahiplenmeli?
Öyle ya bu konu o kadar önemli ki. Türkiye'de çalışma yaşındaki kadın nüfusunun 24 milyon seviyesinde olduğu biliniyor ve ne yazık ki bu nüfus içinde çalışan kadın sayısı 6 milyonu geçmiyor!
İşte son zamanlarda çok beğendiğim somut önerilerle ortaya çıkan sivil toplum kuruluşu KAGİDER'den gelen Kadın İstihdamı Kampanyası'nı çok ama çok önemli buluyorum. KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç, kadının toplumsal yaşama daha aktif katılması ve özgürleşmesi için hızlı bir şekilde kadın istihdamının artırılmasının önemine dikkat çekiyor.
KAGİDER'in gönderdiği bilgi notunda, Türkiye'nin üyesi olmayı amaçladığı Avrupa Birliği'ninin Lizbon Stratejisi'ne atıfta bulunulmuş ve 2010 yılı sonuna kadar kadın istihdamında yüzde 60 hedefine ulaşılması için bu yıl sonuna kadar iş yaşamına 8 milyon kadının eklenmesi gerektiğine işaret edilmişti. Bu mümkün mü? Kuşkusuz zor bir hedef. Ama imkansız değil.
Sivil toplum örgütleri, hem devletin hem yerel yönetimlerin desteğini arkasına alıp, özel sektörü de ikna edebilirse neden olmasın? İşe alımlarda neden kadın kotası konulmasın?
Fransa ne yapıyor?
Daha önceki bir yazımda da dile getirmiştim. Avrupa ülkeleri kadın istihdamı bir yana başka önemli konuları da tartışmaya başladı. Mesela, Fransa şu anda şirketlerin yönetim kurullarının yüzde 20'si kadın yöneticilerden oluşsun diye hazırlanan bir yasa tasarısını tartışıyor.
Tasarı kabul edilirse bu kurala uymayan şirketlere cezai müeyyide dahi gelebilecek. Düşünün ki kadın kotasına karşı olduğunu dile getiren Fransızlar'dan 'Ama Fransa'da bunu yapmaya mecburduk' cümlesini duyabiliyorum.
OECD ülkeleri arasında kadın istihdam oranı ortalama yüzde 62'lerde. Ne yazık ki Türkiye yüzde 23'lerle en geride kalmış ülkeler arasında. Bu ülkenin refah seviyesinin artması isteniyorsa bu korkunç oranın yukarı çıkması şart. Bunun için de herkesin el ele vermesi ve daha çok kadının işgücüne katılmasının önünün açılması da şart.