Söz etmeden geçemeyeceğim. Toplantının en samimi sorusunu Alpaslan Korkmaz, Dışişleri Bakanı Babacan'a sordu. "Sahiden biz kimiz? Karadenizli mi, Akdenizli mi, Ortadoğulu mu, Asyalı mı, Avrupalı mı?"
Öyle ya hepsiden biraz değil, güçlü bir şekilde temsil var bu ülkede. Zaten Babacan da tüm bu bölgelerin kavşağında bulunan Türkiye'nin Nato ülkesi olması, AB'ye üyelik sürecinin devam etmesi, çevresinde milyarı aşan nüfusa 2-3 saatlik uçak mesafesiyle bölgenin en cazip ülkesi olduğuna dikkat çekti.
Alpaslan Korkmaz ile toplantı çıkışı sohbet etmek istedim ancak yolumuz defalarca toplantıya katılan yatırımcılar tarafından kesildi. ABD'li Lenovo isimli şirketin yetkilisiyle karşılaşınca baktım Korkmaz'ın gözlerinin içi parlıyor. "Onlar da mı listenizde" diye sordum. Korkmaz, şirketin önemine merkezinin ABD olsa da arkasındaki sermayenin Çin olduğuna dikkat çekti ve Türkiye ile ilgilenmelerinin önemine değindi.
Korkmaz, yaşadığımız global krizin etkilerinin olacağını düşünüyor. Dün açıkladıkları körfez ülkelerinden üç önemli ortağa sahip Vision3 ile Türkiye'nin güney doğusunda tarım konusunda yapılacak yatırımın önemine değiniyor. Bu fon tarıma yönelik 3 milyar dolar ayırmış durumda ama Korkmaz, kaldıraç sistemiyle bu paranın 9 milyar dolara tekabül edeceğini söylüyor.
7-8 aydır olayları takip eden Korkmaz ve ekibi şunu görmüş. Kredi kullanan şirketler yatırımlarını geciktirecek ama nakit zengini fonlar için bu durum geçerli değil. O nedenle Korkmaz ve ekibi şimdi reel sektöre yatırım yapacak fonların peşine düşmüş. Norveç Ulusal Yatırım Fonu gibi. Anlatılanlara bakılırsa bu fonun 500 milyar doları var ama agresif değiller, reel ekonomiyle de ilgililer.