Kaynakları hızla tükenmekte olan su, Türkiye'nin ne zaman bir numaralı gündem maddesi olur artık bilemiyorum. Ancak bir an önce topyekün önlem almazsak, ne içecek ne de ihtiyaçlarımızı karşılayacak su bulacağız.
Peki öyleyse ne bekliyoruz?
Toplumu harekete geçirecek olan kampanyaların bir an önce başlaması, sivil toplum örgütlerinin ciddi anlamda bu konuya yönelmesi ve Ankara'nın da bu hareketleri desteklemesiyle olacak galiba.
Size bugün Türkiye Otelciler Federasyonu'nun (TÜROFED) başlattığı Beyaz Yıldız projesinden söz etmek istedim. En azından TÜROFED, kendi alanında gerçekten çok önemli bir hareket planıyla karşımıza geçti.
Dün TÜROFED Başkanı Ahmet Barut'la birlikteydim. Yaklaşan çevre felaketlerinin öylesine farkında ki, 'Kendi adıma artık evimde çok dikkatli davranıyorum. Üşenmiyor televizyonu stand by'da tutmayıp, gidip düğmesinden kapatıyorum, suyu daha az kullanmanın yollarını arıyorum' diyordu.
Gelelim, kendi yaşadığı evden başlayarak sahip olduğu kaynakları tasarruflu kullanmaya yönelen Barut'un önderliğini yaptığı yeni projeye
TÜROFED'in hazırladığı ve Johnson Diversey, Electrolux ve Grundfos şirketlerinin sponsor olduğu Beyaz Yıldız projesi ile turistik işletmelerde kullanılan su, elektrik, enerji, kimyasal ve katı atık miktarının kontrol altına alınması planlanıyor.
İddiaları o ki, proje başarıyla gerçekleştiğinde, turizm tesislerinin çoğunluğunun katılımı sağlandığında, Elmalı Barajının su rezervinin yaklaşık 3 katı oranında bir su tasarrufu sağlanacak. Müthiş değil mi?
O zaman şimdi size soruyorum, bilinçli, yaşadığı çevreye duyarlı bir insan olarak, tatillerinizde Beyaz Yıldız'lı bir tesisi tercih etmez misiniz? Ama tabii Beyaz Yıldız'dan haberiniz var ise. İşte o yüzden Ahmet Barut'a, bir taraftan turistik tesisleri Beyaz Yıldız alacak kriterleri yerine getirmeye teşvik ederken, bir taraftan da kamuoyuna yönelik tanıtım yapıp yapmayacaklarını soruyorum.
Barut öncelikle il il saha ziyaretleri yapıp projeyi tesislere anlatacaklarını ardından da kamuoyuna yönelik tanıtım yapacaklarını söylüyor.
Ne de olsa bu iş öyle bir şey ki, kimisi maliyeti, kimisi de iş çıkacak diye bu kriterleri yerine getirmek istemeyecek ama ne zaman ki otel müşterisi 'Sizin oteliniz Beyaz Yıldızlı mı' diye sorana ve değilse o otelden vazgeçene kadar tabii. Bir yerde bu tesisler bu yıldızı almaya zorlanacak. Öyle olmalı yani. Bu zamanda müşteri kazanmak en zor şey değil mi?
Proje, birer yıllık iki aşamadan ve enerji, su, tehlikeli kimyasallar, deterjan ve dezenfektan, atık, yönetim ve diğer servisleri kapsayan 55 kriterden oluşuyormuş. TÜROFED, proje katılımcısı tesisin ilk yıl çevreyi korumaya yönelik kriterlerden 25'inin, ikinci yıl ise 30 adedinin yerine getirilmesini bekliyor.
Öğreniyorum ki projeyi tanıtır tanıtmaz kendine güvenen ve de bu değişiklikleri yapmaya niyetli Divan Grubu otelleri gibi bazı oteller hemen TÜROFED ile temasa geçmiş. Dilerim devamı gelir. Projenin Türkiye'ye yüz milyonlarca gelir getireceği aşikar.
Ahmet Barut, hala Antalya'da pek çok otelin koridor ışıklarının sabaha kadar yandığını dile getiriyor ve gün ışığını sonuna kadar kullanan mimari projelerin artık devreye girmesinin şart olduğunu söylüyor.
Barut, basit birkaç değişiklikle bile müthiş bir tasarruf sağlanacağı görüşünde. Barut'a göre, yakında uçaklarda kullanılan ve vakumla çalışan tuvalet sistemlerinin mecburiyet haline gelecek. İş bu noktalara gelmeden kaynakları tasarruf etmek herkesin çıkarına.