10 yıl kadar önce Koç Holding'den Ali Koç, ABD'de ülkelerin rekabetçi olmalarıyla ilgili yapılan araştırmaları görür ve etkilenir. Türkiye'de de yapabilir miyiz diye düşünüp, bir platform kurmaya karar verir. O günlerde ismi dahi yoktur ve aslında her ne kadar Koç kimle konuşsa, ' Ne iyi yapmışsınız' diye övgü alsa da hiç kimsenin ilgi göstermediği bir oluşumun içindedir. Temeli 1999 yılında Harvard Üniversitesi profesörlerinden Michael Porter'ın liderliğini yürüttüğü bir projeden alınmış ve 2004 yılında da Ali Koç'un önderliğinde Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu Derneği (URAK) kurulmuş.
Aslında bugüne kadar gerçekten URAK önemli pek çok projenin bizzat içinde yer almış. Türkiye'nin hangi konulara, sektörlere, hangi bölgelerde ağırlık verirse refah seviyesini yükseltip dünyada sivrilebileceğine kafa yormuş ve mesela önceki yıllarda Türkiye'nin en kapsamlı organik tarım kitabını çıkartmış.
Önceki gün URAK Başkanı Ali Koç, Urak Genel Koordinatörü Melih Bulu ve Urak Bilgimsel Çalışma Grubu Koordinatörü Dr Hakkı Eraslan ile bir araya gelmemizin sebebi, URAK'ın ikinci önemli hamlesiydi. Bu kez masaya yatırılan turizm sektörüydü ve tam 1000 sayfalık bir kitabın da tanıtımı yapılıyordu.
Aslında URAK, yıllardır turizm konusunda önemli çalışmalar yapıyor ve örneğin Sultanahmet'te gerçekten büyük adımların atılmasını sağlıyordu. O gün Ali Koç'tan öğrendik ki, 2000 yılında büyük bir kriz yaşayan Sultanahmet'te turizmin rekabet gücünün arttırılması için o bölgenin duayen turizmcileriyle önemli projeler hayata geçirilmiş ve sonunda şunlar olmuş:
Sultanahmet'in başarısı
Sultanahmet'te 200 civarı olan konaklama tesisi 3 katına çıkmış. İstihdam 4'e katlanmış, 2000 yılında ortalama 15 dolar olan oda fiyatları 150 dolara fırlamış, daha da önemlisi bu bölgenin ana caddesinde 1000 dolar olan 50 metrekarelik dükkânların aylık kirası 4 bin Euro'ya yükselmiş.
Böylesi bir başarı URAK'a göre kümelenme sayesinde yaşanmış.
Sultanahmet, turizmde kümelenerek Türkiye'nin turizm sektörünün ortalamasının çok üzerinde gelişmiş.
Melih Bulu, Sultanahmet'li turizmcilerle yapılan çalışmalar sonrasında sokak tabelalarının değiştiğini, turistleri zorla belirli mağazalara sokan komisyonculara çeki düzen verildiğini, ortak bir gazete çıkarıldığını ve festivaller düzenlenerek Sultanahmet'in turizmin gözde mekânı olduğunun başarılı bir şekilde vurgulandığını anlatıyor.
Öyle görünüyor ki URAK'ın başlattığı bu çalışmalar meyvesini en iyi gerçekten de Sultanahmet'te vermiş.
Umuyorum bu kez başta Turizm Bakanlığı olmak üzere, ki Bakan Ertuğrul Günay da aynı gün düzenlenen basın toplantısında bu konuyu dikkatle dinledi, tüm turizm sektörü URAK'ın çıkardığı yol haritasının peşinden gider.
1 numaralı sektörümüz!
Ali Koç'un saptamaları belki tanıdık gelebilir ama kimsenin bugüne kadar önemli bir adım atmadığı ortada. O yüzden tekrarlamakta fayda var: "Tekstil ve hazır giyimin 2007 ihracatı 23 milyar dolar, otomotiv sektörü ihracatı yaklaşık 20 milyar dolar. Turizm gelirlerimiz ise 18.5 milyar dolar. Tabii bir de işin maliyet kısmı var. Tekstil ve hazır giyim ithalatımız 10 milyar dolar, otomotiv ihracatımız 15 milyar dolar ama turizm giderlerimiz sadece 3.3 milyar dolar. Bakacak olursanız, sadece turizm sektöründe net kazancımız 15 milyar dolar . Özetle 2007 itibariyle turizm zaten bizim bir numaralı katma değer üreten sektörümüz."