Her ne kadar kimi zaman Başbakan Erdoğan ya da kabinenin diğer üyeleri çıkıp, "TÜSİAD kendi işine baksın"dese de, derneğin Türkiye'nin sorunlarıyla uğraşmaktan vazgeçmeye hiç niyeti yok.
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ile Hatay'a Anadolu Girişimci Kadınlar Derneği'nin toplantısına giderken, uçakta yaptığım sohbetten anlıyorum ki gündemin en sıcak konuları Ankara'yla aynı paralellikte TÜSİAD'ın da masasında.
'Misyonumuz bu. Her konuyla ilgiliyiz' diyen TÜSİAD Başkanı, derneğin AKP Hükümeti ile olan bazen yüksek tansiyonlu, bazen iyi ilişkisini yorumlarken, "Geçmişe bakın. Yüzde 100 bütün politikalarını desteklediğimiz bir hükümet hiç olmadı' diyor.
Yani TÜSİAD'ın eleştirel bakış açısından taviz vermeye hiç niyeti yok.
"Amacımız olumlu katkı yapmak. Biz sadece eleştiri mekanizmasını çalıştırmıyoruz. Aynı zamanda çözüm yaratmaya da çalışıyoruz" diyen Yalçındağ son dönemde hiç de iyi yönetilmediğine inandıkları konuyu da açıklıyor: TÜRBAN.

İyi incelenmeli
İş âleminin en etkili kuruluşlarından biri olan TÜSİAD'ın başkanlık koltuğunda 13 aydır oturan Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın türbanda geldiğimiz noktaya ilişkin tespitlerine gelince:
"Bazı konular zamana bırakılmalı. Yumuşak bir şekilde çözülmeli.
Toplumsal her sorunu Anayasa ve kanunlarla çözmek mümkün değil.
Tabii ki üniversiteye herkes gidebilmeli. Bu konuda herkes hemfikir ama bunu kanun nezdinde garantiye almak isterken, önü arkası iyi planlanmış diye hiç bakılmadı. Alelacele yapıldı."
Peki ne olmalıydı? Ya da ne yapılmalı?
Anlıyorum ki, TÜSİAD Başkanı da pek çok kesimin dile getirdiği gibi Başbakan Erdoğan'dan net bir şekilde türbandaki çizgiyi ortaya koyacak bir konuşmayla oluşan tedirginliği ortadan kaldırmasını bekliyor.
" Başbakan net bir tavır ortaya koymalı. Bu konu o kadar çok konuşulmaya başladı ki, insanlar ürkmeye başladı. Bu ürken insanlar analiz edilmeliydi. Türbanın çizgisi ortaya konmalıydı. Ben hâlâ da yapılabileceğine inanıyorum."
Kuşkusuz TÜSİAD'ın ajandasındaki gündem maddeleri arasında türbanın yanı sıra ekonomi de aynı öncelikte yer teşkil ediyor.
Buna rağmen Yalçındağ, ekonomiyi önemsediklerini ama toplumsal sorunları göz ardı etmelerinin mümkün olmadığını vurgulayıp duruyor.
Türkiye'nin sıkıntısının hep kutuplarda tartışmak olduğuna inanıyor.
Ekonomiye gelince.
Bizzat TÜSİAD Başkanı'nın ağzından iş dünyasındaki tedirginlik yaşandığını duyuyorum.
2008'de yüzde 4 enflasyon ve yüzde 5 büyüme hedeflerini tutturmanın zor olacağına inanç artmaya başlamış. TÜSİAD Başkanı, 'Kaldı ki Türkiye için yüzde 45 büyüme kabul edilemez' diyor.