Hatırlarsanız Rahmi Koç, birkaç ay önce kültürel mirasımıza sahip çıktığı için Dünya Anıtlar Vakfı'nın prestijli (World Monuments Foundation) ödülüne layık görülmüştü. Yani değerli yapılarımızı korumaya verdiği önem dünya otoritelerinin dahi dikkatini çekiyor.
Hafta başı kurucusu olduğu DenizTemiz Derneği/TURMEPA 13'üncü kuruluş yıldönümü davetinde kısa bir sohbet etme fırsatı yakaladım. Bana tamamıyla korumaya alınan Kekova Kaleköy'de on yıla yakın bir süredir yıkılması için mücadele verdiği ancak bir arpa boyu bile yol kat edemeği üç katlı kaçak bir pansiyondan söz etti.
WC'ye hayır ama!
Ne garip değil mi? Dikkatli okurlar hatırlayacak, bir ay kadar önce Rahmi Koç'un turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olan bu küçük tarihi köye tuvalet yaptırmak isteyince yaşadığı sıkıntıları ve Anıtlar Kurulu'nun portatif tuvaletin atık çukuruna dahi ettiği itirazları yazmıştım. Yani aslında yetkili merciler öylesine işi sıkı tutuyor(!)
Gerekli olsa dahi bir çivi dahi çaktırmıyor. Ama işte aynı köyde birileri üç katlı kocaman bir pansiyonu kaçak bir şekilde göstere göstere inşa ediyor ve kimsenin de dikkatini çekmiyor! Üstelik inşaat esnasında bile defalarca şikayet edilmesine rağmen.
Hadi kimsenin dikkatini çekmedi diyelim. Köyde yaşayanlarla birlikte, Rahmi Koç da yıllardır çalmadık kapı bırakmamış. Ama ne yazık ki kaçak bina yıkılmamış.
Rahmi Koç, bakan, bürokrat herkese mektuplar yazmış. Önceki gün Koç, bana da yazdığı mektupların kopyalarını gönderdi. Mesela Koç, 2001 yılında o dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay'a yazdığı mektupta şöyle demiş:
"Takdim ettiğim fotoğraflardan da görüldüğü gibi, buranın dokusuna, stiline ve korumasına uygun olmayan bir bina yapılmaktadır. Orada yaşayanların şikayet etmedikleri merci kalmamış ancak bir sonuç alamamışlar. İnşaat devam ediyormuş... Türkiye'nin bu sempatik köyünde bu şekilde bir inşaat yapılmasına nasıl müsaade edildi doğrusu akıl erdiremiyorum..."
Niçin yıkılamaz?
Anlaşılıyor ki, yetkili merciler nasıl olmuşsa 2002 yılınının sonlarına doğru buranın yıkılmasına karar vermişler. Ancak üç katlı binanın pansiyon olarak faaliyete geçmiş bu arada.
Rahmi Koç, 2005 yılında yine yetkililerden Kayhan Dörtlük'e mektup yazıp, "Niçin bu yapı yıkılmaz ve kötü örnek olur, anlamıyorum. Bunun prosedürü nedir? Kurul iki yıl önce karar vermiş. Bu yıkım bir türlü gerçekleşmedi. Geçtiğimiz kış göstermelik olarak sadece pansiyonunun bir odasını yıkmışlar, yani olduğu gibi duruyor" demiş.
Yapanın yanına kâr!
Yıl 2008. Kaleköy'ün o muhteşem tarihine, büyüleyici koyuna ve güzelliğine inat, 3 katlı pansiyon binası öylece duruyor. Bir tuvaletin -ki dokuya zarar vereceğinden korkan yetkililer tarafından inşaatına bile izin verilmeyen-ancak portatif olarak konduğu Kekova Kale Köy'deki üç katlı kaçak yapıyı yıkmaya kimsenin gücü yetemiyor.
Rahmi Koç'un dediği gibi yapanın yanına kar kalıyor ve Kekova'ya yazık oluyor.
***
Kaleköylü halk, tarihi köylerinde kaçak olarak inşaa edilen bu pansiyonu, Rahmi Koç ile birlikte yıllarca şikâyet edip durdu. Sonuç mu? Bir arpa boyu bile değil, ne yazık ki.