Yolu bugünlerde Londra'ya düşen varsa ve sanata düşkünse, Tate Modern'in zeminindeki dev çatlağı mutlaka görmüştür. Kolombiyalı heykel sanatçısı Doris Salcedo, 'Shibboleth' isimli eseriyle ırkçılığa, medeniyetlerin çatışmasına gönderme yapmak için oldukça ilginç bir projeye imza atmış. Gerçekten sanki şiddetli bir deprem olmuş da zeminde dev yarıklar açılmış! Salcedo'nun zemini gerçekten kırıp kırmadığını bilmiyorum ama boydan boya uzanan ve zaman zaman derinleşen, genişleyen bu çatlak öylesine ilgi çekmiş ki, sırf bu eseri görmek için günde tam 12 bin kişinin müzeye geldiğini öğrendim. İlginç değil mi? Sanatçı sadece bir çatlak yapıyor ve insanlar akın ediyor! Özetle herkes bir şeylere imrenir. Oya Eczacıbaşı da Tate Modern'deki bu eserin tek başına günde tam 12 bin kişiyi çekmesine imreniyor; imrenmekle de kalmayıp iddialı projeleri hayata sokmak için adeta müzeden dışarı çıkmıyor. Aslında üç yıl önce Eczacıbaşı Ailesi'nin büyük gayretleriyle kurulan İstanbul Modern Sanat Müzesi'nin durumu da fena değil. Böylesine genç bir müzeyi kurulduğu günden bugüne tam 1.5 milyon kişi ziyaret etmiş. Müze, kuruluşundan bu yana 11'i fotoğraf olmak üzere 25 sergi ve 7 video programı gerçekleştirmiş. Araştırma şirketi Synovate'in verilerine göre, müzeye en yoğun ilgiyi 19- 25 yaş grubundaki gençler gösteriyor. Asıl önemlisi de eğitim bölümünden bugüne kadar faydalanan çocuk sayısı 400 bini bulmuş. Belki bu müzeye kolejlerden gelen öğrencilerin sayısı daha fazla olabilir. İşte bu yüzden İstanbul Modern'in gezici müzesi 'gelebilecek durumda olmayan çocuklar'a ulaşmak için semt semt dolaşıyor ve girdikleri bir devlet okulunda bir sınıf anında müzeye dönüştürülüp, şu anda müzede sergilenen eserlerin replikaları duvarlara asılıyor ve çoçuklara resimlerle ilgili bilgiler veriliyor. İstanbul Modern, Çocuk Esirgeme Kurumu'nu da unutmuyor tabii.
ESMA ESAD'IN RİCASI
Oya Eczabaşı'na, müzenin belli bir noktaya geldiğini ne zaman hissetiğini soruyorum. "Son ziyaretlerinde müzeyi gezdirdiğim Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın eşi Esma Esad'ın söyledikleri beni şaşırtmıştı" diyor ve ekliyor: "Esma Esad, bir süre yaşadığı New York'ta MOMA'ya (Modern Sanat Müzesi) yakın bir sokakta otururmuş ve hep imrenirmiş. Şimdi İstanbul Modern'i görünce, neden bizim de böyle bir müzemiz yok dedi ve hatta bilgi birikimimizden faydalanmak istedi. İşte bu güzeldi."
