Görüşmelerin sadece yemek bölümüne katıldığımdan, içeride neler olduğunu Arzuhan Yalçındağ'dan öğreniyorum.
Genel olarak, İspanyollar Türkiye'nin AB üyeliğine açık destek veriyor. 'İspanya'da kendinizi evinizde hissedin' diyorlar ama tabii Türkiye'nin söz verdiği reformlarla ilgili uygulamaların da ne aşamada olduğunu merak ediyorlar. Yemekte konuşan CEOEF'in Başkanı da ' Daha çok görüşmeli, daha çok bilgi almalıyız. Bizim öncelikli ülkemiz sizsiniz. Arkanızdayız. Türkiye'yi daha çok İspanya'da görmek istiyoruz' diyerek desteklerini yineliyor.
Yemekte konuşan İspanyol işadamlarından aldığım izlenim şu. Hepsi Türkiye ile iş yapmak istiyor. 'Ekipleri kuralım. Takımları belirleyelim. Somut adım atalım' talepleri TÜSİAD tarafından anında kabul görüyor ve Türkiye tarafından Ali Kibar hemen o dakika takım lideri olarak seçiliyor.
Dönüş yolunda sohbet ederken, Yalçındağ, 'Türkiye'nin dostları daha görünür olsun istiyoruz' diyor. Ne de olsa AB'nin 27 ülkesi içinde Türkiye açısından 4-5 ülke sorunlu. Onlar da en çok göç verdiklerimiz.
Bahadır Kaleağası, İspanya deneyiminin çok önemli olduğunu anlatıyor. 'Müzakerelerde dişini sıktı. 10 yıldan fazla sürdü. Fransa askıya aldı. Yine de oyunu kullarına göre oynadı. Şimdi bize de bunu tavsiye ediyorlar. İspanyollar, Türkiye'nin girdiği AB'nin daha güçlü olacağına inanıyor' diyor.
Arzuhan Doğan Yalçındağ ve ekibinin dost ülke turunda, İspanya'dan sonra sırada İtalya ve Polonya var. Yalçındağ, "Bizi destekliyorlar. Ama daha sıkı desteklesin ve muhalefetin sesini bastırsınlar istiyoruz" diyor.
Nitekim günün sonunda bütün görüşmeler çok iyi geçince Yalçındağ'ın da diğer yönetim kurulu üyelerinin de keyfi yerine geliyor.