İmplantlar, dişlerini kaybetmiş hareketli protez istemeyen hastalar için popüler bir tedavi çözümüdür. Çene kemiğine cerrahi olarak yerleştirilen implantlar kişilerin gerçek diş gibi daha rahat yemek yemelerini sağlar. İmplantlar, uygulandıkları bölgede kemik kaybını önledikleri için kişilerin estetik görüntülerine de katkı sağlar.
ENFEKSİYON
İmplant uygulamasındaki en büyük tehlikelerden bir tanesi; implantlar çene kemiğine yerleştirildikten sonra enfeksiyon riskinin ortaya çıkabilme ihtimalidir. Bu enfeksiyon genellikle hastanın kötü ağız bakımıyla alakalıdır. Dişlerinizi temizlemeyip diş ipi kullanmazsanız ve her yemekten sonra bu uygulamaları tekrarlamazsanız, ağzınızda bakteri birikimi olur. Tütün ve tütün ürünleri kullanan hastalar enfeksiyon gelişmesinde büyük risk grubundadır. Yüksek enfeksiyon riski implant kaybıyla sonuçlanır. İmplant kaybında enfeksiyona sebep olacak diğer maddeleri ise şöyle sıralayabiliriz:
Diş çekilmiş olan çene kemiği bölgesinde uygulanacak olan implant daha önceden mevcut dişle alakalı enfeksiyon artıklarının kalmasıyla tekrar canlanabilir.
Uygulanan cerrahi esnasında sterilizasyon kurallarına dikkat edilmemesi enfeksiyon riskini artırabilir.
Kemiğin fazla ısınması ve cerrahide kullanılan setlerin keskinliğini kaybetmiş eski setler olması, enfeksiyon riskini artıran etkenlerdendir.
Kullanılacak olan implantın da Dünya Sağlık Örgütü'nce belirtilen minimum özelliklere sahip olması gerekir. Sahte ve taklit implantlar içerikleri ve üretim problemleri nedeniyle enfeksiyon riskini artıran ve ciddi kemik kayıplarına sebep olabilecek etkenlerin başındadır.
SİNİR HASARI
Sinir hasarı, implant uygulaması sonucu oluşabilecek problemlerden bir tanesidir. Sinir hasarı gerekli ölçümler yapılmadan implantların yanlış yön ve yanlış uzunluklarda kullanılmasıyla ortaya çıkar. Cerrahi öncesi yapılacak panoramik ve tomografik röntgen ölçümlerinin değerlendirilmesi bu hasarın önlenmesinde önemli yer tutar. Sinir zedelenmesi; dudak, çene ve yanaklarda his kaybına sebep olur. Ayrıca mevcut dişlerinizin bazılarının da uyuşuk kalmasının etkenlerinden bir tanesidir. Vücudumuzda herhangi bir yerdeki sinir ağının kopması, vücudumuzun başka bir yerinde farklı kas ve sinir sistemlerinde problemler meydana getirebilir. Kopan sinirlerin tekrar birleştirilmesi ya da ayak bölgesinden alınan sinirlerin o bölgelere bir bağlantı kablosu gibi dikilmesi gibi vakaların çoğuda ömür boyu hissiz kalıp hastanın yaşam kalitesini düşürür.
SİNÜS PROBLEMLERİ
İmplantların diğer bir risk faktörü de, üst çenede uygulanan implantların hatalı sonucu olan sinüs problemleridir. Bu problemler sinüs tabanının delinmesi, sinüs membranının delinmesi ve implantın o boşluğa girdikten sonra o bölgede oluşturduğu enfeksiyonla olabilir. Ayrıca sinüs bölgesinde kemik kazanabilmek için yapılan kemik ilavesi operasyonlarının sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Sızlayan basınçlı ve karıncalanmalı şekilde hissedebilirler. Sinüs boşluğundaki yükselen basınç, baş ağrılarının sebebi olabilir. İlerlemiş vakalarda bireylerde bu basınçtan dolayı migren ağrıları gelişebilir.
KEMİK KIRILMASI
Özellikle hacimsel olarak küçük, yaşlı bireylerde karşılaşılır. Çene kemiğinin inceliği implant yuvasının açılması esnasında kırılabilir. Bu gibi durumlarda çene kemiğinin özel ekipmanlarla birbirine bağlanması ve hastanın alt ve üst çenesi birbirine bağlanılarak pipetle beslenmesi gerekir. Oral implantoloji; çeşitli nedenlerle kaybedilen dişlerin yerine, doku dostu materyallerin (implantları) çene kemiğine yerleştirilmesi demektir. Son yıllarda bilimsel çalışmaların artması, teknolojik olarak daha üstün implantların ve destek biomateryallerin geliştirilmesi ile 1900 ile, 1985'li yıllarda yüzde 85 olan başarı oranlarını yüzde 98'lere kadar artırmıştır. Artık günümüzde diş eksikliği oluştuğunda doğal dişlere hiçbir zarar vermeden implant tedavi planı yapmakta ve kaybedilmiş dişlerin yerine dental implantlar yapılmaktadır. Bu sayede kaybedilmiş olan fonksiyon, estetik ve fonasyon tekrar kazanılmaktadır. Diş implantları; genel olarak tek diş eksikliklerinde, tek ya da çift taraflı birden fazla diş eksikliklerinde, tam dişsizlik durumlarında ve ortodontik ankraj amacıyla sıklıkla kullanılır.
İMPLANTOLOJİDE BAŞARI
Hekime bağlı faktörler: İmplant uygulanacak hekimin cerrahi kuralları iyi uygulaması, hastaya en uygun tedavi modelini seçmesidir. Ayrıca tedavi planını hasta ile paylaşarak nelerin yapılıp nelerin yapılmamasının belirlenmesidir.
Hastaya bağlı faktörler: Tedavi süreci boyunca hekimi ile iyi uyum sağlayan ve arzu ettiği tedavi planını hekimi ile detaylı bir şekilde belirlenmesinde yardımcı olması başarıyı artıracaktır.
Üreticiye bağlı faktörler: İmplantolojide kullanılan ve üretilen malzemelerin doku dostu olması, uzun yıllar fonksiyon gören kaliteli malzemeden yapılmış olmasıdır.
SORULAR-CEVAPLAR
İmplant tedavilerinde başarı oranı nedir?
Doğal dişler kaybedildiği gibi implantlar da kaybedilebilir. Sağlık anlamındaki hiçbir teknik yüzde 100 başarılı değildir. Dünyada total sağ kalım yani implantın ağızda kalma oranı yüzde 95-98 arasındadır. İyi bir tedavi planlanması ve uygun kemik hacmi ile implantların ortalama 10 yıl süre ile ağızda kalması başarı olarak görülmektedir. İyi planlanmış birçok implantta bu süreler aşılmaktadır.
İmplant tedavi kaybına neden olan sebepler nelerdir?
Yetersiz kemik hacmi, kemik kalitesinin yetersiz olması, siğara içme, bazı sistematik hastalıklar, ağız bakımının yetersiz olması, diş sıkma ve parafonksiyonal hareketler, periodontal yani diş eti hastalıkları; implantlarda karşılaşılan başarısızlıklara neden olmaktır.
Her hastaya implant yapılabilir mi?
Eğer genel sağlık koşulları uygun ise bir hastaya implant yapılabilmesi için ilk koşul, yeterli kemik varlığının bulunmasıdır. Bu yeterli değilse kemik artırım teknikleri ugulanarak implant uygulaması yapılabilir. İmplant tedavisi multidisipliner bir alan olup belli bir süre almaktadır. Hasta seçimi ve hasta ile olan uyum, başarı seviyesini ciddi bir şekilde etkilemektedir.
Başarısız olmuş implantlar yeniden yapılabilir mi?
Evet. Genellikle implant başarısızlığı sonucunda eğer kemik yeterliyse, belli bir iyileşme süreci sonunda, ya da farklı kemik artırımın metodları uygulanarak aynı bölgeye yeniden implant yapmak mümkündür. Bu nedenle implant tedavileri planlanırken olası başarısızlık ve bu durumda yapılacaklar, hastalarla paylaşılmalıdır.
Peri implantitis nedir, nasıl önlenir?
Peri implantitis yapılmış implantların ardından, kısa dönemde ya da orta süre içinde implantların çevresinde oluşan kemik kaybı ve enflamasyona denir. Ağız bakımının kötü olması, uygun olmayan implant üstü protezler ve diş sıkma ana nedenlerdir. Peri implantitis doğal dişlerde olduğu gibi çeşitli tedavi protokolleri ile tedavi edilebilir.