Beşiktaş Kulübü'nün içine siyaset girdi. Spora uzak bir kişiyim ama Gezi olayları sırasında "Çarşı"nın faaliyetlerini görünce, doğrusu hayret ediyordum. "Koca bir camia, nasıl tek bir istikamette davranabiliyor?" diye kendi kendime soruyordum.
Çarşı, bu kadar aktif olunca, farklı düşüncedekilerin de, ayrı bir grup kurması doğal değil mi? Fakat tabii ki olumsuz bir gelişme. Zira centilmenler yarışı olan spora siyaset bulaşmamalı. Üstelik, herkesi birleştiren Beşiktaş aşkı mevcutken, sırf siyaset yüzünden taraftarın birbirine düşmesine üzülmemek mümkün değil.
Okuyoruz... Çarşı grubuna karşı, "1453 Kartal" adı altında yeni bir taraftar grubu kurulmuş. AK Parti ve MHP ağırlıklı oldukları söyleniyor ama kendileri bunu reddediyor.
Ve sahaya inenlerin 1453 Kartal grubundan olmadığını belirtiyorlar: "Nedir elinizdeki deliller? Bizim için sahaya indiler diyorsunuz. Biz Beşiktaşlıyız ve bu oyunlara gelmeyiz; şiddet nedir bilmeyiz.
Küfredenler, istediğiniz kadar küfredin. Küfür nedir bilmeyiz. Tek işimiz Beşiktaş'ımıza gönül vermek. Biz herhangi bir partinin kurduğu taraftar oluşumu değiliz. Tribünde siyaset istemiyoruz."
Bence anahtar cümle: "Tribünde siyaset." Maç oynanırken, "Her yer Gezi, her yer direniş" diye bağıran grup, tribüne siyaset sokmuş oluyor.
Özellikle, 1453 Kartallarının paylaştığı bir tweet, komplonun işareti olarak takdim ediliyor: "1453 Kartalları susan, oturan ya da maçta çekirdek yiyenlerin oluşturduğu bir platform değildir.
Bugün gelin izleyin bizi anlayacaksınız." "Bizi izleyin" komutu, olayların bu grup tarafından tahrik edildiğinin delili sayılıyor. 1453 Kartalları bu iddiaya cevap veriyor: "Bizi takip edin derken neyi kastetmiştik? İstedik ki gerçek taraftarlık nedir öğrenin. 90 dakika susmadan destek vermek nedir öğrenin. Dün akşam sahaya inenlerin bizimle ya da Beşiktaş'la âlâkası yoktur. 'Sizdiniz' deyince biz olmuyoruz otomatik olarak.
Yormayın kendinizi."