Bir Balyoz hükümlüsünden mektup aldım. Önemli bir şahıs. İsim vermeden, dava sürecine itirazlarını yazıyorum:
1) Madem Özel Yetkili Mahkemeler lağvedildi, neden yargılama yapmaya devam ettiler? Bu mahkemelerin kaldırılmasının gerekçesi yetki aşımıydı. Acaba bu yetki aşımı adil yargılamayı nasıl etkiledi?
2) Org. Hilmi Özkök, Org. Aytaç Yalman, MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun gibi tanıklar neden dinlenmedi?
3) Aytaç Yalman, elinde Balyoz'la ilgili bilgiler bulunduğunu, bazı kişilerin incinmemesi için bunları ileride yazacağını söyledi. Nedir bu bilgiler? Balyoz davasında hüküm, bu bilgiler dikkate alınmadan verilmiştir. İncinecek kimdir? Korunan kimdir?
4) Plan Semineri'nin ses kayıtları seminerden çok kısa bir süre sonra Başbakan'ın eline geçmiş, o da bunu TSK komuta katına sunmuştur. Bu ses kayıtlarını kim, hangi yollardan ve nasıl elde etmiştir?
5) Balyoz denilen planın eklerinde, bürokratlar, polisler, medya mensupları ve askerler var. Bu listedekilerden sadece askerlere ceza verilmiştir. Sivillere bir şey yok. Hatta biri müsteşar yardımcılığına atandı. Listede olan askerlere ise 16 ilâ 18 yıl arasında ceza verildi. Anayasa ve kanunlara göre herkes eşit değil mi?
6) 2002-2005 tarihlerinde hazırlandığı iddia edilen darbe planları arasında Balyoz diye bir planın adı geçmemektedir. MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü 2010'da "Bizim Balyoz diye bir plandan haberimiz yok" diye yazıyorlar Başsavcılığa. O zaman "Durup dururken nereden çıktı bu Balyoz Planı?" sorusunu sormak lâzım.
Genelkurmay bilgisayarlarından çalınan veya buna göre üretilen evrakların, birkaç kişi tarafından imzasız ihbar mektubu haline getirilip, piyasaya sürüldüğüne dair genel bir kanaat mevcut.