İnanmak zor ama "Devlet aklı" gene hatalı çalıştı. Taksim Dayanışma Platformu, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin kararından sonra herkesi Gezi Parkı'na davet etti. Çünkü bu karar, Taksim Yayalaştırma Projesi'nin dayandığı plan tadilatını toptan iptal ediyordu. Üstelik, Gezi Parkı, sözde ağaçlar dikiliyor, çiçekler ekiliyor gerekçesiyle uzun süredir kapalıydı. Vali Hüseyin Avni Mutlu, Taksim Platformu'nun çağrısıyla buraya gelecek kalabalığı önlemek için, parkın, pazar ya da pazartesi açılacağını söyledi. Madem insanlar gelmiş, pazar açacağınıza cumartesi gecesi açamaz mısınız? Bu inatlaşmanın sebebi ne? Üstelik ortam bu kadar hassas ve kırılganken.
Diyelim ki, Taksim ya da Gezi Parkı, Mülki İdarenin, toplantı ve gösteri yürüyüşü için izin verdiği mekânlardan biri değil. Bu yüzden, yasa ihlâli söz konusu. Ama İstanbul'un huzurunu kaçıran gelişmelere sebebiyet vermemek için, pekâlâ daha uzlaşmacı davranılabilirdi.
Toplantı ve gösteri yürüyüşü demokratik bir hak. Öyle ki, kanunun 3'üncü maddesi aynen şöyle diyor: "Herkes, önceden izin almaksızın bu kanun hükümlerine göre silâhsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir."
6'ncı madde ise, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapılabileceği meydanların, izlenecek yol ve yönlerin vali ve kaymakamlarca tespit edileceğini belirtiyor. Bu durumda, yukarıda da söylediğim gibi, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'nun 6'ncı maddesinin ihlâli söz konusu. Ama oraya toplanan kalabalığı dağıtmak üzere polisin harekete geçmesi, pire için yorgan yakmaktan farklı değil.
Sedat Ergin (Hürriyet), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 5 Aralık 2006'da verdiği Oya Ataman/ Türkiye kararını incelemiş. AİHM, İnsan Hakları Derneği Yönetim Kurulu üyesi olan Oya Ataman ve arkadaşlarının Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'nu ihlâl ettiklerini kabul ediyor. Zira 10'uncu madde uyarınca, toplantıyı, 48 saat önce valiliğe bildirmek zorundaydılar; bildirmemişler. Ancak, AİHM, "Yasa dışı bir durumun, toplantı özgürlüğünün ihlâl edilmesini haklı göstermeyeceğini" hatırlatıyor. "Bu tür kuralların, gösteri özgürlüğüne gizli bir engel oluşturmaması gereğini" vurguluyor. Ayrıca "Gösteri özgürlüğünün geçerli olabilmesi için, kamu otoritelerinin barış yanlısı toplanmalara hoşgörüyle yaklaşmasının önem arz ettiğini" belirtiyor.
Sedat Ergin'in bildiğini Vali Mutlu bilmiyor mu? Yasa dışılık var diye, bas biber gazını... İnsanlar gene perişan olsun. Madem pazar ya da pazartesi açılacak bu park, ne olur 24 saat erkenden halkın girişine izin verilse? "Devlet benim, benim dediğim olur" zihniyeti! Oysa o parkın bu kadar uzun süre kapalı kalması da, bana pek yasal görünmüyor. Acaba, Belediye Meclisi kararı mı var bu konuda? Ya da, valilik mi kapattı parkı? Karar varsa da kamuoyuyla paylaşılmadı. Herkes keyfi bir durum olduğu düşüncesinde.
Son söz: Bu kriz de iyi yönetilemedi.