Tanrı, altıncı günün geç saatlerine kadar kadını yaratmakla meşguldü. Bir melek yanına yaklaştı ve "Neden bu sefer bu kadar zaman harcıyorsun?" diye sordu.
- Zaman harcıyorum, çünkü, kadın özen ister. Onu nasıl yarattığımı öğrenmek ister misin?
- Elbette isterim.
- O, kalbinde birçok sevgiye yer verebilir. Ana baba sevgisi, kardeş sevgisi, eş ve çocuk sevgisi... İncinmiş her şeyi şefkatle iyileştirebilir.
Melek kadına yaklaştı ve ona dokundu:
- Onu çok yumuşak yaratmışsınız, dedi.
- Evet öyle. Ama ayrıca güçlü de yarattım. Onun nelere dayanıp, nelerin üstesinden gelebileceğini tahmin bile edemezsin.
Melek kadının yanağına dokundu.
- Tanrım bu yaratık su sızdırıyor galiba!
- Su sızdırmıyor; o gözyaşı.
- Niçin?
- Gözyaşları onun üzüntüsünün, tasalarının, sevgisinin, yalnızlığının, çektiği acıların, gururunun göstergesidir.
- Her şeyi düşünmüşsünüz, bu kadın gerçekten muhteşem!
- Evet öyle! Kadınların erkekleri şaşırtan güçleri vardır. Sıkıntıyla başa çıkabilir ve çok ağır yükleri taşıyabilirler. Çığlık atacak hale geldiğinde gülümser; ağlayacak gibi olduğunda şarkı söyler; mutlu olduğunda ağlar ve korktuğunda kahkaha atar.İnandığı şey uğruna savaşır; adaletsizliğin karşısındadır, yeni çözüm önerilerine her zaman açıktır; ailesi için canını fedaetmeye hazırdır. En kötü anında dostunun yanındadır. Çocuklarının başarılarıyla sevinç gözyaşı döker. Arkadaşlarının başarılarından gururlanır. Yakınlarını kaybettiğinde yüreği kan ağlar ama, kendisinde hayatla mücadele edecek gücü bulur. Bir öpücüğün, bir kucak açışın kırık kalpleri iyileştireceğini bilir. Ama onun bir tek yanlışı vardır: Kendisinin paha biçilmez bir varlık olduğunu unutur...