ABD Büyükelçiliği'ne intihar saldırısı düzenleyen Ecevit Şanlı DHKP-C üyesi. Kısa bir süre önce, bu örgüte, bazı avukatları da içine alan bir operasyon düzenlenmişti. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, avukatlar söz konusu olduğu için, bazı usul hatalarını da öne sürerek, operasyonu şiddetli bir dille eleştirdi: "Sabahın köründe gider basarım; savcı olmasa da alırım diyor. Hukuk fakültelerinden bir ses çıktı mı? Yasa çıkarmışsınız, savcı olacak; savcıyı takmıyorsunuz. Sürek avı başlattılar. Kenan Evren bile bunu yapmadı. Bu avukatlar sizden daha yurtseverdir Sayın Erdoğan."
Kılıçdaroğlu'nun iddialarının doğru olmadığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın açıklamalarıyla ortaya çıktı. Mekânın savcı eşliğinde aranmadığı ileri sürülüyordu; meğer bu kocaman bir yalanmış. Çolakkadı dedi ki: "Güvenlik tedbiri amacıyla kolluk görevlileri önceden gitti. Fakat savcı ve baro temsilcisi gidene kadar hiçbir arama yapılmadı. Arama 2 cumhuriyet Savcısı, İstanbul Barosu temsilcisi, şüpheliler ve şüpheli avukatlarının gözetiminde yapıldı. Avukatların kaldığı binaya görevliler gelince, bütün ikazlara rağmen uzun süre kapı açılmadı. Kapıyı açmak için zor kullanıldı."
Çolakkadı, bazı avukatların neden şüpheli duruma geldiğini de izah etmeye çalıştı: "Terör örgütü mensuplarından elde edilen bilgiler içinde, haklarında soruşturma yapılan bazı avukatların DHKPC'ye verdikleri özgeçmiş raporları mevcut."
Başsavcı, soruşturma sırasında kapsamlı delillere ulaşıldığını, tanık beyanları, teknik takipler ve toplanan bilgiler yeterli görüldüğü için operasyona girişildiğini anlattı.
Her operasyon sonrası, kulaktan dolma bilgilerle şüphelilere "yurtsever" deyip, suçsuz ilan etmek doğru değil. Masumiyet karinesi, "% 100 suçsuzdur" anlamına gelmez. Sadece suçsuz olma ihtimalini gösterdiği için, onları "suçlu" sayamazsınız.