Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 bütçe müzakerelerine kırmızı bir dosyayla gelmiş ve Mehmet Özhaseki'nin, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ni rüşvet merkezi haline getirdiğini ileri sürmüştü. Ona göre, bir belediye çalışanı olan Hacı Ali Hamurcu bu çeteyi ele vermişti. Ama iddialarının üzeri örtülmüştü. Hatta Kılıçdaroğlu, Hamurcu'nun Silivri Cezaevi'nde olmasını da, Özhaseki hakkındaki iddialarına bağlıyordu. O zaman, Hacı Ali Hamurcu'yu bizzat Mehmet Özhaseki'nin savcılığa şikâyet ettiğini, daha sonra da, Hamurcu'nun "Kendimi kurtarmak için diğer belediye çalışanlarına iftira attım" diye savcılığa ifade verdiğini yazmıştım. Kayseri Cumhuriyet Savcısı İsmail Dalan da, 13 Mart 2008'de, şikâyeti takipsizlik kararıyla sonuçlandırmıştı. Hamurcu ise, avukat Yusuf Erikel'in azmettirmesiyle Mason Locası üstadı Kaya Paşakay'a suikast tertip ettiği için Silivri'de yatıyordu.
Kılıçdaroğlu, 2008'de takipsizlikle kapanmış bir dosyanın kapağını 2010'da TBMM'de yeniden açıyordu. Tabii yukarıda yazdığım süreci gizleyerek. CHP milletvekili Atilla Kart ve 17 arkadaşı yeni belgeler buldukları, "Valilik, Adliye ve Belediye'nin rüşvet üçgeni oluşturduğu, birbirlerini koruyup kolladıkları" iddiasıyla 13.01.2011'de Kayseri Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. 3 savcı, belgeleri inceledi; oybirliğiyle takipsizlik kararı verdi. Karara CHP itiraz etti. Ama ağır ceza mahkemesi, savcıların kararını onadı.
4 farklı savcının verdiği takipsizlik kararıyla ve ağır ceza mahkemesinin onayıyla, Mehmet Özhaseki temize çıktı değil mi? Ama Atilla Kart, "Dava henüz sonuçlanmadı" diyerek, yeni bir sayfa açmaya çalışıyor. Sözde bana mektup yazmış; elime ulaşmadı. Muhtevasını, Oda TV'de gördüm. Herhalde, bir başka yayın kuruluşu Kart'ın sözlerini ciddiye almamış. Şimdi Atilla Kart, rüşvet ve dolandırıcılıktan Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Hacı Ali Hamurcu, Süleyman Temeltaş, Hilal Aybak ve Zekeriya Karayol'dan söz ediyor. Oysa bu yolsuzluk iddiası, Kayseri Belediye Başkanı değil, İncesu Belediye Başkanı Zekeriya Karayol'la ilgili. Konu da, İncesu'da Yağmur Çöl adlı bir vatandaşın yaptığı benzin istasyonu. Bu istasyona ruhsat vermek için, adı geçen kişiler rüşvet talep etmiş. Görüldüğü gibi, Büyükşehir Belediyesi- Valilik- Adliye arasındaki rüşvet üçgeni iddiasından yola çıkıp, İncesu'daki bir benzin istasyonuna vardık. Zaten Hacı Ali Hamurcu'nun da içinde olduğu rüşvet çarkı hakkında suç duyurusunu yapan Mehmet Özhaseki.
Atilla Kart, Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanvekili Ahmet Acer'in, rüşvet suçlamasıyla ilgili başvuruları 2007'de işleme koymadığı, sümenaltı ettiği için görev suçu dolayısıyla, Sulh Ceza mahkemesinde yargılandığını da hatırlatıyor. Olay şöyle gelişiyor: İncesu Belediyesi'ndeki benzinliğin sahibi Yağmur Çöl, Ahmet Acer'e suç duyurusunda bulunuyor. Acer, Çöl'ün iddialarını tutanağa geçiriyor. Tam o sırada, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye Hamurcu'yla ilgili iddialar ulaşıyor. Özhaseki, Acer'e konuyu araştırmasını söylüyor. Acer, diğer benzin istasyonu sahiplerinin ifadelerini de alıp, suç işlendiğine kanaat getiriyor; 40 gün içinde yargıya başvuruyor. Görevini savsakladığı iddiası, 1 aylık gecikme yüzünden ortaya atılıyor. Acer, gecikmenin, bütün suç duyurularını inceleme hassasiyetinden kaynaklandığını söylüyor.