Kemal Kılıçdaroğlu "Kayseri" iftirasının üzerini örtmek için şimdi diyor ki, "Muhalefet görevimi yerine getirdim. Yolsuzluk duyumlarının soruşturulmasını talep ettim."
Oysa 2 yıl önce Bütçe müzakereleri sırasında koltuğunun altına sıkıştırdığı kırmızı dosya ile, ısrarlı bir iftira kampanyasının fitilini ateşlemişti. Delillendirmeden, saptırılmış bilgiler üzerinden Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye pislik bulaştırmaya çalıştı. Kullandığı dil de, bir iddiası yalanlanınca hemen farklı bir iddiayla ortaya çıkması da, muhalefet görevinden ziyade, "Çamur at izi kalsın" üslûbunun bir tezahürüydü.
Aşağıda Kılıçdaroğlu'nun iddialarından kısa bir özet sunuyorum:
1) "Hacı Ali Hamurcu, Belediye'deki rüşvet çetesini ele verdi, bunun üzerine Silivri'ye gönderildi."
Oysa, Hamurcu'nun yolsuzluk yaptığı duyumunu alan Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, suç duyurusunda bulundu. Hamurcu yakalanınca, kendisini kurtarmak için Belediye Başkanı dahil, Belediye'de çalışan ve Belediye Meclisi'nde görev yapan 50 kişiyi suçladı. Silivri'de yatmasının sebebi ise, Mason Locası üstatlarından Kaya Paşakay ve Asım Akin'e suikasta teşebbüs etmesi.
2) "Hamurcu, 26 sayfalık ifade verdi. Rüşvet ve irtikâpla ilgili olan 10 sayfa gizlendi."
26 sayfalık ifade, Kayseri Cumhuriyet Savcılığı'nda aynen duruyor. Rüşvet ve irtikâpla ilgili suçlamaların bulunduğu 16 sayfalık kısım, savcılık tarafından soruşturuldu ve 9 ayın sonunda Hamurcu'nun suçladığı 50 kişi hakkında "Kovuşturmaya gerek yok" kararı verildi.
AK Parti değil ama CHP, şikâyetçi Hamurcu'nun Kayseri Savcılığı'na 24.10.2007'de verdiği 3 sayfalık şu ifadeyi gizledi: "İşbirliği yaptığım Süleyman Temeltaş, bana hakkımdaki suçlamalardan kurtulmam için belediyedeki üst düzey görevlileri suçlamamı söyledi. Önceki ifadelerim gerçek dışıdır. Petrol istasyonlarıyla ilgili olarak açıkladığım usulsüzlükler tamamen hayalidir."
Kılıçdaroğlu'nun yalanlanan daha çok iddiası var ama benim yerim yok. Son olarak birinden daha söz edeyim:
"Hamurcu'nun avukatı Yusuf Erikel'in otel masrafı Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılandı."
Oysa Özhaseki, Yusuf Erikel'le kanlı bıçaklı. Çünkü "Elimde 9 trilyonluk belge var" diye belediyeye şantaj yapmış, Özhaseki şikâyet ettiği için, Erikel Ağır Ceza'da yargılanmıştı. Nitekim Kılıçdaroğlu, Erikel'in otelde Kayseri Belediye Başkanı tarafından misafir edildiğinin belgesini de gösteremedi.
Bence şimdi CHP Genel Başkanı'nın yapması gereken şey, Kayseri'nin acılı sucuklarından yiyip, ağzına biber sürülmüş çocuklar gibi, bir daha yalan yanlış kelâm etmekten vazgeçmesi.