Fazıl Say, uluslararası camiada beğenilen bir sanatçımız. Ama, bu durumu, ona, farklı düşüncede olanlara hakaret etmek, kendi safında bulunmayanları küçümsemek hakkını vermez. Zaman zaman bu tavrının psikolojik bir sıkıntıyı yansıttığını da düşünüyorum. Çünkü, sarf ettiği sözler, sadece dobralıkla açıklanamaz.
Geçen gün Enver Aysever'in Aykırı Sorular programına çıktı.
Lâfı Cüneyt Özdemir'e getirdi. Arabesk müziğe ilişkin tartışmayı hatırlatarak, gene ipe sapa gelmez şeyler söyledi. Mealen, Özdemir'in arabeski tartışamayacağını, çünkü onun kendisi gibi bir müzik adamı olmadığını belirtti. Bu noktada kalsa iyi... "Öteki"ni küçümseyecek ya, "Cüneyt Özdemir sadece bir spiker" dedi. Arabesk müzikten hoşlanmayı da "vatan hainliğiyle" eş tuttu. Spikerlik de, tabii onurlu bir meslek.
Ama Özdemir, sapına kadar gazeteci; yalnız eline tutuşturulan haberleri okumuyor.
Halkın ilgisini çeken birbirinden güzel programlar yapıyor; bu yüzden yıllardır ekranda. Haydi "Arabeskten hoşlanmak vatana ihanettir" cümlesini, bir müzisyenin abartılı infiali olarak değerlendirelim. Fakat, sadece Özdemir'e ilişkin değerlendirmesi değil, başka konulardaki iddiaları da cehaletinin işareti sayılabilecek nitelikteydi. Demek, iyi piyano çalmak ve beste yapmak, her konuda ahkâm kesmek için yeterli bir altyapı sağlamıyor.
Meselâ, Aykırı Sorular'da, "Soner Yalçın niçin yargılanıyor, kimse bilmiyor" dedi. Ne iddianameye göz atmış, ne bilgisayarlardan çıkan dosyalardan haberdar, ne de TÜBİTAK raporundan.
Herkes Soner Yalçın'ın niçin yargılandığını pekâlâ biliyor. Keşke Fazıl Say, bilmediği konularda konuşmaması gerektiğini öğrenebilse.
Zihninde gerçekleri çarpıtan bir ayna mı var diye düşündüm onu seyrederken.
Hani lunaparka gidersiniz, aynalar kolunuzu uzatır, gövdenizi küçültür, kafanız kavun biçimini alır ve gülersiniz. Fazıl Say dedi ki:
"Benim Allah'a inanıp inanmadığımı hükümet mi tayin edecek?
Beni hapse atarak dindar yapmaya çalışıyorlar." Onun zihninde mahkemenin özeti bundan ibaret. Güler misin, ağlar mısın?
Hele Enver Aysever'e "Hükümetten korkmuyorum" demesi, tam bir kara mizah örneğiydi. Sanki hükümetin işi kalmamış, Fazıl Say hidayete erse, bütün AK Parti huzura kavuşacak!
Say'ın tesbitlerini dinlerken, güncel konulardaki cehaletine şaşırdım kaldım.
"Kesb ile ta o kadar cehl olmaz/ Cehlin ol mertebesi sehl olmaz." diye mırıldandım.