Kadir Topbaş, Londra'da "Akil Adamlar" toplantısına katıldı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon'un farklı ülkelerden davet ettiği seçkin kişiler, 2015 sonrasının dünyası için, eğitim, çevre, yoksulluk, yerel yönetimler gibi konularda proje üretiyorlar. Sonuçlar, bir rapor halinde Ban Ki Moon'a sunulacak.
Böyle bir çalışmanın gerekçesini Kadir Topbaş'tan dinledim:
"Global bir köy haline gelen dünyada birlikte yaşıyoruz. Kaderlerimiz birbirini etkiliyor. Huzur, barış ve güvenliğin sağlanması için gayretlerimizi birleştirmeliyiz. Değişim ve dönüşüm, baş döndürücü bir hız ile gerçekleşiyor. Dünyada güç merkezleri de yer değiştiriyor. Kimisi önemini kaybederken, başkaları gelişip, diğerleriyle rekabet edecek hale geliyor. Buna mukabil, halklarının hayat seviyesini yükseltemeyen ülkelerde sorunlar meydana çıkıyor. Ama, sıkıntılar kendi sınırları içinde kalmıyor, herkese sirayet ediyor. Dünyada çevre meselesi de büyük önem kazandı. İşte bu noktada yerel yönetimler devreye giriyor."
Kadir Topbaş'ın böyle etkili bir kurulda bulunmasının asıl sebebi, dünya nüfusunun % 60'ını barındıran belediyelerin başkanı olması. Topbaş, 2010'da, 3 yıl için Dünya Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilâtı (UCLG) Başkanı seçildi. Belediyecilik hayatından edindiği tecrübeleri uluslararası toplantılarda başkalarıyla paylaşıyor. "Günü yaşamak değil, geleceği tasarlamak için bir araya geldik" sözleriyle Topbaş, toplantının amacını da özetlemiş oldu. 10-15 yıl sonra dünya nüfusu 1 milyar daha artacak. Hızlı bir şehirleşme yaşanıyor. Göçün baskısı büyük kentlere yoksulluk biçiminde yansıyor. Dengeler kurulmaz, kaynaklar acil paylaşılmazsa, karanlık bir gelecek bizi bekliyor.
Kadir Topbaş, zengin devletler el koymadığı takdirde ülkelerin kaynaklarının kendilerine yeteceğini düşünüyor. Bu noktada Türkiye örneğini veriyor her toplantıda. Sözgelimi, İSKİ. İSKİ, 1994 öncesi maaş bile ödeyemiyordu. Tayyip Erdoğan Belediye Başkanı olduktan sonra kendi kaynaklarıyla 7 milyar liralık yatırım yaptı. Topbaş döneminde de, ilave 10 milyar liralık daha yatırım gerçekleşti. Maaş ödeyemeyen İSKİ'den yatırım yapan İSKİ'ye... Bunun formülü kaynakların isabetli kullanılması ve yolsuzlukların önünün kesilmesi.
Topbaş, çok sayıda yabancı devlet adamıyla karşılaşıyor. Her birinden Türkiye'ye dair övgü aldığını söylüyor. Meselâ, Alman Cumhurbaşkanı, "Almanya'daki Türklerin yürüyüşleri bile değişti" demiş. Topbaş, "İstikrar bize çok şey kazandırdı ve artık başarabileceğimize inanıyoruz" diye sözlerini bağlıyor.


Londra Büyükelçimiz Ünal Çeviköz ve eşi, bir akşam bizi sefarette ağırladılar. Eşi Emel Hanım Türk mutfağını yabancılara tanıtmak için çok titizleniyor; bütün yemekleri tadarak, en güzelini sunmaya gayret ediyor. Yalnız Büyükelçilikte küçük bir tavukgöğsü krizi (!) yaşandı. Malum Kadir Bey Saray Muhallebicisi'nin sahibi ve en güzel tavukgöğsü orada satılıyor. Ev sahipleri, bu işin uzmanı olduğu için acaba beğendirebilecek miyiz diye hayli telâş ettiler. Tabii Topbaş, "Güzel olmuş" diye onları tebrik etti ama, daha başarılı olması için bir tüyo vermeyi de ihmal etmedi: "Tavuk kesilir kesilmez haşlanmalı. Ancak o zaman lif lif olur ve başarıyla tatlı içine karışır. Çarşıdan satın aldığınız paketlenmiş tavukla yapılan tavukgöğsü o kadar lezzetli olmaz."


Topbaş, Yemenli aktivist Tevekkül Kermen'i Daphnes restoranda akşam yemeğine davet etti. Kermen, Karaman Türklerinden; aynı zamanda TC vatandaşı. Zincirsiz Kadın Gazeteciler Birliği'nin başkanı. Yemen baharının önderlerinden. Bu yüzden, Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüş. O gece, Yemen'deki mücadelesini uzun uzun bizlerle paylaştı. (Tevekkül Kermen, Özleyiş ve Kadir Topbaş)


Topbaş çifti, boş bir zaman bulup, şöhretli isimlerin mumyalarının sergilendiği Madame Tussauds'ya da gittiler. Orada çok hoş bir olay yaşandı. Topbaş, Özleyiş Hanıma şaka yapmak için, heykel gibi durdu. Tam o sırada bir İngiliz kadın, onu gerçek mumya sandı. Arkaya doğru eğilerek ismine bakmak istedi. Topbaş biraz kıpırdayınca da, çığlığı attı. Bu yaşanan olay, mumyaların nasıl gerçek gibi göründüğünün ispatıdır diyebilirim.