KCK iddianamesi BDP'ye kadar uzanıyor. Yargıtay Başsavcısı, terör örgütü olarak tanımlanan KCK ile BDP'nin ilişki içinde olduğu kanaatine varırsa, kapatma davası açabilir.
Bu durumda, maalesef, BDP'nin kapatılma ihtimali bile var.
12 Eylül 2010 referandumuna giderken, anayasanın siyasi partilere ilişkin 69'uncu maddesi de değiştirilmek istenmişti; parti kapatmayı zorlaştıran hükümler getiriliyordu. Siyasi partiler hakkında kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebi üzerine, -ancak, TBMM'de grubu bulunan her siyasi partinin 5'er üyeyle temsil edildiği Komisyon'un 3'te 2'sinin kararıyla- açılabilecekti.
Eğer bu Komisyon izin vermezse, Anayasa Mahkemesi, harekete geçemeyecekti. Bu şekilde, parti kapatma davaları üzerinde siyasi parti temsilcileri etkili oluyordu. Ama maalesef, BDP de, CHP de değişikliğe destek vermedi; AK Parti'den de fireler oldu ve söz konusu madde paketten düştü. BDP'liler, destek verdiklerini söylüyorlar fakat en azından, görünürde parti kapatılmasını zorlaştıran madde lehinde Genel Kurul'da bir tavırları olmadı.
KCK iddianamesinin BDP'ye kadar uzanabileceğini gazetelerden okuyunca, aklıma bu partinin referandumdaki tavrı geldi.