Balyoz davası delilleri çok sayıda itirazla karşılaşıyor. Balyoz davasının esasını teşkil eden 11 ve 17 nolu CD'lerdeki birçok delilin kötü niyetli kişilerce oluşturulduğu ileri sürülüyor. Sözgelimi, cami bombalama planında yer alan cadde ve sokak isimlerinden bazıları 2006'da verilmiş. Ya da, birkaç hastane ve ilâç firmasının daha sonra değişen isimleri belgelerde yer alıyormuş. Son olarak, ABD'de Adli Bilişim uzmanlarının yaptığı teknik inceleme, bu iki CD'de bulunan dosyalardan 70'inin Office 2007 programıyla yazıldığını ortaya koydu. Bu durum, "Sahtecilik var" diyenlere haklılık kazandırıyor. "2003 tarihli Balyoz Darbe Planı, nasıl 2007 Office programıyla yazılıyor?" sorusu cevap bekliyor.
Sahtecilik iddialarına mukabil, davayı yakından takip eden bir başka kesim de, "güncelleme" ihtimali üzerinde duruyor. Nitekim Mart 2003'te yapılan Plan Semineri'nde, 12 Eylül Bayrak Planı üzerinde çalışılmış, o günden bugüne ortaya çıkan değişikliklere dair notlar tutulmuştu. "Sahtecilik" mi, yoksa "güncelleme" mi sonuçta kararı, bütün delillere ve ifadelere hâkim olan mahkeme heyeti verecek.
3-5 Mart 2003'te gerçekleşen Plan Semineri'nin Türk Silâhlı Kuvvetleri'nde hiç rastlanmadığı biçimde, iç tehdit üzerine ve gerçek isimlerle yapıldığını biliyoruz. Plan Semineri'ndeki ses kayıtları da, bir jenerik senaryodan ziyade gerçek darbe hazırlıklarını hatırlatıyor. Meselâ Korgeneral Şükrü Sarıışık'ın ses kaydı: "12 Eylül öncesinde ülke yangın yerine dönmüştü. Her gün 50 insan ölüyordu. Sağ-sol birbirine girmişti. 12 Eylül darbesiyle ülke sütliman haline geldi. Böyle bir tehdidin ortadan kaldırılması için fazla uğraşa gerek yok. 12 Eylül gibi harekâtın, baştan itibaren organize edilmek suretiyle, bir anda söndürülmesi imkânı sağlanır diye düşünüyorum."
X şahıs: "Cezaevi doluluk ve kapasite oranları tespit edilecek. 52. Tümen Komutanlığınca Hasdal Kışlası'nda, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığınca Maltepe Kışlası'nda, 1. Piyade Tugay Komutanlığınca Sakarya Kışlası'nda ceza ve tutuk evi açılacaktır."
X şahıs: "Gözaltına alınan ve tutuklananlar, başlangıçta Üsküdar bölgesinde Burhan Felek tesislerinde, Ümraniye'de Netaş misafirhanesinde, Kadıköy'de Fenerbahçe stadyumunda toplanacak ve bilahare sorgulanmak üzere Ümraniye Kapalı Cezaevi'ne götürülecek. Jandarma ve polis sorgulama timleri vasıtasıyla sorgulanacaktır."
Bunlar Balyoz belgeleri değil, Plan Semineri'nde konuşulanlar.
Ayrıca, Levent Ersöz'ün 4 Mart 2010'da internete düşen bir ses kaydı var. Şöyle diyor: "Org. Aytaç Yalman, 2003-2004 yılında komutanların hepsini Genelkurmay Başkanı'na satan adamdır. 19 Mart 2003... Bu tarih çok kritik bir tarihtir. Gidip Hilmi Özkök'e komutanların hepsini gammazladı. Şener Paşa (Eruygur), Hurşit Paşa (Tolon), ben, efendime söyleyeyim Atilla (Uğur), Kemal Yavuz Paşa, Tuncer Kılınç Paşa, Erdal Paşa (Şenel), hepsini sattı."
19 Mart'ın, Plan Semineri'nden hemen sonraya denk geldiğini de bir yere kaydedelim.
Ve nihayet, gene Balyoz sanıklarından Süha Tanyeri'nin not defterindeki el yazısıyla tuttuğu "Gökkuşağı deterjan" ibaresi. İddianamede 1530 ile numaralandırılmış bu belgede, "Gökkuşağı deterjan" ibaresinin yer alması önemli. Zira, 15 Kasım 2003'te gerçekleşen Neva Şalom ve Beth İsrail sinagog saldırılarında kullanılan bombalar, Gökkuşağı Deterjan isimli işyerinde üretilmişti.
Sonuç: Hem "sahte" diyenler, hem "güncelleme" iddiasında bulunanların dayandıkları deliller var. Ve tekrar edeyim: Nihai kararı mahkeme verecek.