Mesut Yılmaz henüz başbakan değilken, 23 Kasım 1996'da yurtdışına çıktı. Uçağı yakıt ikmali için Budapeşte'ye uğradı. Kimse onun Budapeşte'de konaklayacağını bilmiyordu. Zaten Budapeşte'de niçin konakladığının sebebi de anlaşılamadı. Kimi, oteldeki kumarhaneye gideceğini ileri sürdü. Budapeşte'de, Veysel Özerdem isimli biri Yılmaz'a yumruk attı. Yılmaz, Veysel Özerdem'i affetti; olayın takipçisi olmadı. İşin tuhaf olan bir başka yönü, Yeşil'in, Yılmaz'la aynı gün, 23 Kasım 1996'da farklı bir uçakla Beyrut'a gitmek için Türkiye'den ayrılmasıydı. İddiaya göre, Öcalan'a suikast amacıyla Yeşil, Eymür tarafından görevlendirilmişti. Beyrut'tan önce ya da hemen sonra Budapeşte'ye gitmiş olabilir miydi? Alaaddin Çakıcı, gazetelere yansıyan ve Erol Evcil ile yaptığı telefon konuşmalarının birinde, "Budapeşte olayının Gözlüklü'nün işi olabileceğini" söylemişti.