Kemal Kılıçdaroğlu'nun işi zor. Zorluk, hem Deniz Baykal gibi uzun yıllar partiye egemen olmuş karizmatik bir liderin halefi sıfatını taşımaktan kaynaklanıyor; hem de rakibinin Tayyip Erdoğan olması, CHP'yi dar bir alana sıkıştırıyor.
İki kamuoyu araştırması açıklandı.
Genar'a göre bugün seçim olsa (kararsızlar dağıtıldıktan sonra) AK Parti % 51.1, CHP % 26.3, MHP % 11.8, BDP % 6.7.
Son seçimlerde sonuçlara en yakın tahmini yapan Andy-Ar'a göre ise, "AK Parti'ye oy veririm" diyenler % 55.6, CHP % 19.8, MHP % 15.3, BDP % 5.7.
Andy-Ar, en beğenilen liderler listesini de hazırlamış: Erdoğan % 54.3 ile birinci, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül % 23.8 ile ikinci. Onu % 19.1 ile Kemal Kılıçdaroğlu takip ediyor. (Kılıçdaroğlu'nun oyu CHP'ninkinden az)
Genar'a göre en beğenilen lider, % 48.7 ile Tayyip Erdoğan, % 17.7 ile Kemal Kılıçdaroğlu.

Tayyip Erdoğan, sadece Türkiye'de değil, dünyada da beğeniliyor. İşte Time dergisi Erdoğan'ı kapak yaptı ve bir hayli de övdü: "Maryland Üniversitesi'nin 2010'da gerçekleştirdiği bir araştırmada, Araplar tarafından en çok beğenilen lider Tayyip Erdoğan çıkmıştı. Arap baharından bu yana kredisi daha da arttı. Gençlerin, yaşlı tiranlara karşı ayaklandığı ülkelerde, birçok kişi Erdoğan gibi bir lidere sahip olmak istediğini söylüyor." Dergi, "AKP'ye yönelik eleştiriler yanlıştı. Türkiye başka bir İran olmadı. Erdoğan'ın siyaseti, Ankara'nın laik mirasına zarar vermedi" yorumunu da yapıyor. Bazı meslektaşlarımız ve anamuhalefet partisi CHP, AK Parti iktidarının ilk yıllarında "Türkiye İran oluyor" havasını yaymaya çalışmıştı. Zaten bugün de, biraz hafiflemekle birlikte, benzer eğilimlere rastlıyoruz. Sözgelimi, Abdülmecit davetiyesi için koparılan fırtına. "Meclis Başkanı aslında Vahdettin'in Türkiye'ye terk ettiği 17 Kasım'ı anmak istiyor" iddiası. Mamafih panel 18 Kasım'da düzenlendi ama, yalandan kim ölmüş ki!
Gerçekten CHP'lilerin işi zor. Kamuoyu araştırmaları, AK Parti'nin % 50'nin üzerinde bir bloku hâlâ temsil ettiğini gösteriyor. Bölgedeki itibarımız artıyor ama ben "muhalefetin yeminli yandaşlarının" Time dergisindeki bir cümleye yapışacaklarından adım kadar eminim. Time, birçok övgünün yanı sıra şöyle diyor: "Erdoğan, siyasi muhaliflerini çiğneyerek, düşmanlarını hapse atarak ve medyayı korkutarak otokratik belirtiler gösteriyor."
Aslında, "Türkiye'de laiklik tehlikede" iddiası boşa çıkınca, yeni bir tehdit arandı ve bulundu: "Sivil dikta" iddiaları gündeme getirildi. Time dergisi, bu iddialardan beslenerek otokratik bir yönetimden söz ediyor. Muhaliflerin hapishaneye atıldığını ileri sürüyor. Erdoğan'ın medya ile ilişkileri sorunlu olabilir fakat, buradan yola çıkarak bir sivil diktadan söz etmek, düşmanlarının hapse atıldığını, siyasi muhaliflerinin çiğnendiğini söylemek, "Türkiye İran olacak" iddiası kadar abartılı. Belki, birkaç sene sonra Time dergisi bu gerçeği de anlayabilir.