Azra bebeği annesi göçük altında önce sütüyle besledi, sonra tükürüğüyle oyaladı. Her ikisi de, sağlıklarına kavuştular. Azra bebek, depremin acıları içinde filizlenen umut ışığıydı.
Öte yandan, Gedikbulak İlköğretim Okulu yerle bir oldu. Ama hiç değilse Pazar gününe denk geldiği için kayıp yok. Radikal gazetesi, 2010'da TBMM'de kurulan Deprem Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine dayanarak, Türkiye'de okulların sadece % 10'unun sağlam olduğunu yazıyor. Nasıl büyük bir tehditle karşı karşıya olduğumuzun farkında mıyız? Güçlendirme projeleri hangi hızla yürüyor? Ne zaman tamamlanacak? Bütün okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi için 10 milyar liralık kaynağa ihtiyaç varmış. Acaba, yeterli kaynak ayrıldı mı? Bence, her okula akıllı tahta tahsis etmek yerine, bir kuruşumuzu bile ziyan etmeden yapıları güçlendirmeye öncelik vermeliyiz.