Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Türkiye "Şımarık oğlan"ı yola getirebilir mi?

Mavi Marmara gemisine saldıran İsrail'in haksız olduğunu, orantısız ve icapsız güç kullandığını aslında Palmer raporu da kabul ediyor:
"...Furkan Doğan, yakından vuruldu; yaralarının yeri, nihai vuruşu aldığında, yaralı olarak yerde yattığını düşündürüyor."
"...Hayatını kaybeden 9 kişinin öldürücü silâhlara sahip olduğuna dair delil yok."
"...Çatışmanın çıktığı 72 mil göz önüne alınınca, İsrail'in çok ağır sonuçlar doğuracak şekilde ve çok süratli hareket ettiği anlaşılıyor. Önceden açık bir uyarı yapılmalıydı."
"...Gemiye çıkma kararı, mantıksızdır ve aşırı bir davranıştır."
"...9 ölüm vakasıyla ilgili İsrail inandırıcı bir açıklama yapmadı." Yukarıdaki cümleleri okuyunca, raporun, bizim tezimize hak verdiğini, dolayısıyla Türkiye'yi memnun edeceğini düşünebilirsiniz. Ama aksine, İsrail'i memnun etti. Çünkü Gazze topraklarına ulaşımın engellenmesini desteklememekle birlikte, bu ablukayı yasal bir güvenlik tedbiri gibi değerlendiriyor. Böylece, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukayı hukuk dışı sayan 1860 sayılı kararıyla da çelişiyor. Rapor, İsrailli komandoların organize ve sert bir direnişle karşılaştığını ileri sürerken, Mavi Marmara'daki 2 yolcunun, İsrailli askerler gemiye çıkmadan öldürüldüğünü görmezden geliyor. Mavi Marmara'nın ablukayı aşmak konusunda pervasız davrandığını, özellikle İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) gerçek amaçları karşısında şüpheler bulunduğunu herhangi bir kanıt göstermeye gerek duymadan- iddia ediyor.
Belli ki, Geoffrey Palmer ve Alvaro Uribe,hem nalına hem mıhına bir değerlendirme yapıldığı takdirde, her iki taraf da memnun olur ve ihtilâf çözülür sanmışlar. Ama Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin 1860 sayılı kararına ters düştüğü gibi, BM İnsan Hakları Konseyi'nin 29 Eylül 2010 tarihli raporuyla da çelişen bir sonucu tabii ki kabul edemezdi. 29 Eylül 2010 tarihli İnsan Hakları Konseyi raporunda, hem Gazze ablukası gayrimeşru ilân edilmişti, hem de İsrail'in Mavi Marmara saldırısıyla, uluslararası hukuku çiğnediği belirtilmişti. Aynı raporda, Mavi Marmara gemisinin İsrail için askeri bir tehdit oluşturmadığı da açıklanmıştı.
Türkiye yüzde yüz haklı da... Acaba Erdoğan'ın ifadesiyle, "İsrail'in şımarık oğlan" rolünü bitirmeye gücü yeter mi? "Denemeye değer" diyenler de var, "Gereksiz fatura öderiz" diye endişe edenler de.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA