Kemal Kılıçdaroğlu, 4'üncü defa yönetimdeki arkadaşlarını değiştirdi. Birincisinde, Önder Sav'ın istedikleri hem Parti Meclisi'ne, hem MYK'ya girmişti. (22 Mayıs 2010) Bu sultadan kurtulması gerekiyordu. İkincisinde, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın verdiği karar üzerine harekete geçti; Önder Sav'ı diskalifiye etti; MYK üyelerini, Sav'la yıldızı barışmayanlar seçti. (3 Kasım 2010) Mutlak hâkimiyetini kurmak maksadıyla, olağanüstü kurultaya gitti. (18 Aralık 2010) Parti Meclisi'ne egemen oldu; istediği kişileri seçtirdi. MYK'daki yardımcılarını da, kendisi tespit etti. Artık sular durulmalıydı CHP'de. Ama hayır... Bir bakıyoruz, yeniden ekip değişmiş. Üstelik "sağ kolu" denilen Gürsel Tekin'in ayağı kaymış, bir zamanlar baş tacı edilen Süheyl Batum, MYK'dan gidivermiş. "Seçim sonuçlarının hesabı görülüyor" açıklaması yapılmakta. Sonuçlar beğenilmediyse, fatura Hurşit Güneş'e, Süheyl Batum'a mı veya Gürsel Tekin'e mi çıkarılacak? Tek güvendiğiniz kişi, SSK Genel Müdürlüğü döneminde bakanlığınızı yapan Nihat Matkap mı?
CHP, gerçekten seçimlerde başarısızdı. Ama Kılıçdaroğlu biraz da, kendisine iğneyi batırmalı. Gerçi çok dolaştı, her yerde miting yapmaya gayret etti. Ama, bedeli, sadece çevreye ödetmekle iş biter mi?