Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), temsil ettiği kitlenin hak ve özgürlüklerini genişletme mücadelesi veriyor. Üstelik Hatip Dicle'nin hiç hesapta yokken milletvekilliği engellendi. Bir başka haksızlık da, Dicle'nin oylarıyla, AK Partili Oya Eronat'ın seçilmesi oldu.
Dicle haklı... Çünkü:
1) Mahkûm olduğu konuşma, düşünce özgürlüğü kapsamında görülebilir. Terör örgütünün amacının propagandasını yapmayı suç sayan Terörle Mücadele Kanunu'nun 7'nci maddesi, çoğu kez, mahkemeler tarafından, ifade hürriyetine darbe vuracak şekilde yorumlanıyor.
2) Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Dicle'nin adaylığına önce izin verdi; listeler kesinleşti; Dicle, seçimde kazanıp milletvekili oldu. Sonra milletvekilliği düşürüldü.
3) Yargıtay, Dicle'nin davasını öne aldı; süratle tamamladı. Nasıl olduysa, 22 Mart'ta kesinleşen hükümden, YSK'nın haberi olmadı. Hem de bu cezayı veren Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyesi Halim Aşaner'in, aynı zamanda YSK'nın üyesi olmasına rağmen.
4) % 10 barajı bulunmasaydı, BDP, aday listesiyle seçime katılacaktı. Dicle'ye yasak gelse bile, alttaki adaylar yukarıya kaydırılacaktı. BDP'nin oylarıyla bir AK Partili seçilmeyecekti.