Oda TV'de bulunan "Ulusal Medya 2010" belgesi gerçek mi? Gerçekse, Hanefi Avcı ve Ahmet Şık'ın kitaplarının kamuoyunu etkileme amacıyla yazdırıldığı iddiası da, ciddiyet kazanacaktır. Bu belge, Ergenekon davalarının inanılırlığını zedelemek amacını güdüyor. "Strateji" başlığı altında ise şu cümlelere rastlanıyor: "Yürütülmekte olan operasyonların siyasal niteliği, AKP ve Cemaat'in, cumhuriyet ilke ve devrimlerine karşı rövanşist düşüncelerle giriştiği sivil / faşist bir hareket ve diktatörlüğe uzanan yeşil bir devrim olduğu anlatılmalıdır. Tespit edilecek zayıf halkalar ve iddialar gündeme taşınmalı ve davanın geneliyle özdeşleştirilmelidir. Kamuoyunun yakından tanıdığı ve güvendiği kişilere, Ergenekon ve benzeri davaların tertip olduğu yönünde açıklama ve yayın yaptırılması için bilgi, belge ve teknik destek sağlanmalıdır..."
Hanefi Avcı'nın kitabını ele alalım: "Cemaat" başlıklı ikinci bölümünde, Ergenekon'la ilişkili davaları düzmece gibi gösterme gayreti mevcut. Avcı'ya göre, Balyoz ve Cihaner dosyaları, Cemaatin bir tertibi. Meselâ Balyoz'da, EMASYA planları ile Plan Seminerlerinden elde edilen resmi ve yasal belgelere, "uydurma belgeler" eklenerek gazetecilere servis edildiği belirtiliyor. Avcı, "Danıştay 2. Dairesi'ne yapılan silâhlı saldırı, Hrant Dink'in öldürülmesi, Malatya'daki Zirve Yayınevi katliamı gibi olayların, Ergenekon ve benzeri gruplar tarafından yapılmış olmasına beni kimse inandıramaz" diye yazıyor.
Avcı'nın Ergenekon örgütü üyesi olduğunu filan düşünmüyorum ama o, şahsi mülahazalarla hareket ederken, farklı bir merkez tarafından kullanılmış olması ihtimali var. Tıpkı eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun gibi. Uzun'un, Ahmet Şık'ın kitabına düştüğü notlar, müthiş bir Cemaat antipatisi yansıtıyor. Çünkü Uzun, 2006 yılında, Cemaat tarafından ayağının kaydırıldığını düşünüyor.
İşte Sabri Uzun'a ait olduğunu sandığımız Ahmet Şık'ın kitabındaki iki not:
"Bugünkü Ergenekon düzmece operasyonu gibi bir operasyonu, 2002 yılında Adil Serdar Saçan yapmak istemiş, Sabri Uzun'u aşamadıkları için, Temmuz 2002'de Uzun'u görevden aldırmışlardı. Ergenekon operasyonunu yapanlar da aynı planı uyguladılar. Uzun'a, Şubat 2006'da teklif ettikleri düzmece Ergenekon operasyonunu yaptıramadıkları için, önce Uzun hakkında düzmece ihbar mektubu yazdılar, sonra 8 bin 922 liralık banka mevduatını, 88 bin lira yazan Mülkiye Müfettişi Mehmet Ali Özkılıç'ın düzmece raporu ile Sabri Uzun'u görevden aldılar. Ve düzmece Ergenekon'un başlatılmasının önünü açtılar. Adil Serdar Saçan ile Ali Fuat Yılmazer, aynı karakterde kişilerdir."
"Yukarıdaki bölümü yanlış yazmışsınız. Çünkü ülkede kurgu Ergenekon operasyonunu yapan Cemaat çetesini anlatırken, konuyu değiştirdiniz. Ana mesajdan koptunuz."
Belli ki, Ahmet Şık, kitabını, Sabri Uzun'a göndermiş. Oda TV operasyonu sırasında bu bilgiyi kamuoyundan saklamıştı. Ama savcıya verdiği ifadede, bir nüshayı Sabri Uzun'a gönderdiğini belirtiyor. Sabri Uzun'un, Oda TV ile ne ilişkisi var, bu da bilinemiyor. Oda TV, muhtemelen, Uzun'un Cemaat düşmanlığından yararlanarak, Hanefi Avcı gibi, onu da yönlendirmek istiyordu. Notlardan anlaşıldığı üzere, Uzun da, Ahmet Şık'ı yönlendirmeye çalışıyor. Muhtemelen, Ahmet Şık, kitabını yayınlasaydı, Cemaate karşı "kara propaganda" özelliği taşıyan, objektiflikten uzak cümleleri, Uzun'un istediği ölçüde kitabına koymayacaktı.
"Ben, gazetecilere kefilim" ya da "falanca generale kefilim" demekle çözüm bulunamaz. Sonucu, meslektaşlarının kefaleti değil, yargı belirleyecektir.