Yeni anayasalarla birlikte, milletvekili yemini de değişti. 1924 Anayasası'ndaki yemin, cumhuriyete bağlılığı gösteren sade bir üslûpla yazılmıştı: "Vatan ve milletin saadet ve selâmetine ve milletin bilâkaydüşart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve cumhuriyet esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma Vallahi".
1928'de "Devletin dini İslâm'dır" hükmü metinden çıkarılınca, "Vallahi" kelimesi de kaldırıldı; milletvekilleri "Namusum üzerine söz veririm" diye yemin etmeye başladı.
1961 Anayasası'nda da son derece anlaşılır bir metin kullanılmıştı: "Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyacağıma; milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağıma ve halkın mutluluğu için çalışacağıma namusum üzerine söz veririm."
Yemin 1982 Anayasası'yla karmakarışık bir hal aldı. "Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağım" cümlesinin ilave edilmesinin yanı sıra, "milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden vazgeçmeyeceğime" sözleri de yemin metnine eklendi. İki satırlık yemin uzadıkça uzadı... 1982 Anayasası'nın birçok yerinde Atatürk ilke ve inkılâpları temel referans noktası olarak yer alıyor.