Dostun hakikisini bulmak için, babası oğluna yol gösterdi. Bir akşam, koyun kesip, çuvala koydular. Baba, oğluna "Al bu çuvalı, götür dost bildiğine" dedi. Kanlar damlıyordu. Dışarıdan bakınca, çuvalda bir ceset olduğu izlenimi doğuyordu. Delikanlı bütün iyi bildiği dostlarına gitti; hiçbiri kapısını açıp, onu içeri almadı. Sonra baba dostunun evine uğradı. Orada kabul gördü. Baba dostu, bahçede bir çukur kazarak, çuvalı oraya gömdü. Üzerine de toprak serpiştirdi ve belli olmasın diye sarımsak dikti. Genç adam babasının yanına döndü, ona hakiki dostu bulduğu haberini verdi. Babası, bir sınavdan daha geçeceğini söyledi: "Şimdi git ona tokat at; sonra bekle bakalım ne olacak?"
Aynı babasının dediğini yaptı. Baba dostunun yanağına tokat attı. Muhatabı, istifini hiç bozmadı ve genç adama, babasına iletmesi için şunları söyledi: "Babana mesajımı götür: Biz satmayız sarımsak tarlasını böyle iki tokada."
(Feride Çavuşoğlu'na teşekkürler)