Gündem yoğun ama, ben bugün Mardin izlenimlerimi sizlerle paylaşacağım. Medialog toplantısında, hem yerel medya temsilcileriyle görüşüp, sorunlarını dinledim, hem de Mardin'i keşfetme imkânını buldum.
Mardin Valisi Hasan Duruer, sıra dışı bir bürokrat. Sebebini uzun uzun anlatmak yerine, şu bilgileri vermek yeterli: Hem çevreye, hem sanata duyarlı; yoğun bir tanıtım faaliyeti içinde, sıcak sosyal ilişkiler kurmayı biliyor. Tarihi bir binayı vilayet konağına dönüştürmüş. Çeşitli sanatçılara ait 150 tezhip/ minyatür ve 4'ü suluboya 30 tablo duvarları süslüyor. "Kürt meselesi ekonomik değil, bir kimlik sorunu" derken, "millete yakın durmayı" tercih eden bir zihniyete sahip olduğunu gösteriyor.
"Türkiye muhafazakârlaşıyor" iddiasının karşılığını Mardin'de göremedim. Her gece sokaklara taşan müzik sesi; hatta kız kıza kimse tarafından rahatsız edilmeden kafelere ya da lokantalara gitme alışkanlığı, sıra gecelerinde dans.
Kürt meselesinde, taraflar birbirini daha iyi anlamaya başlamış. Devletin İmralı'yla kurduğu diyalog ve eylemsizlik kararının getirdiği rahatlama, -KCK davasına rağmen- her düşüncenin serbestçe ifade edildiği samimi bir ortamın doğmasına katkı sağlıyor.